Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HİRMAN : Ottoman Turkish

Mahrum olmak, mahrum kalmak. (Aslı, mahrum etmektir)

HİRMAS : Ottoman Turkish

Arslan, esed

HİRMEN : Ottoman Turkish

f. Harman

HİRMET : Ottoman Turkish

Cima şehveti

HİRR : Ottoman Turkish

Kedi

HİRRE : Ottoman Turkish

Dişi kedi

HİRSA : Ottoman Turkish

Azıcık derisi yarılan baş yarığı

HİRSIYAN : Ottoman Turkish

Karın derisinin içi. * Fil derisinin içi

HİRTA : Ottoman Turkish

(C.: Hırâ) Zayıf dişi koyun

HİRTAL : Ottoman Turkish

Uzun, tavil

HİRVAL : Ottoman Turkish

(Hervele) Yürümek ile koşmak arasında bir nevi yürüyüştür

HİRZUN : Ottoman Turkish

Bir küçük canavar

HİRÂ : Ottoman Turkish

Peygamberimize ilk vahyin geldiği mağara

HİRŞEMM : Ottoman Turkish

Yumuşak taş

HİSA : Ottoman Turkish

(C.: Ahsâ) Kumlu yerde olan dibi yakın kuyu

HİSAB : Ottoman Turkish

(C.: Hisâbât) Hesap, aritmetik

HİSAB-I AMELÎ : Ottoman Turkish

Mat: Pratik hesap, aritmetik

HİSAB-I NAZARÎ : Ottoman Turkish

Mat: Teorik hesap

HİSABA ÇEKMEK : Ottoman Turkish

Hesap sormak, hesap aramak

HİSABÎ : Ottoman Turkish

Hesabını iyi bilen. * Mc: Tamahkâr, cimri, hasis, eli sıkı

HİSAL : Ottoman Turkish

(Bak: Hısal)

HİSAN : Ottoman Turkish

Aygır, damızlık erkek at

HİSAR : Ottoman Turkish

(Hasr. dan) Etrafını alma, kuşatma. * Kale. Etrafı istihkâmlı yer

HİSAR ERİ : Ottoman Turkish

Kale muhafızı

HİSARLI : Ottoman Turkish

"Hisarla çevrili yer. * Hisarda oturan, kalede mukim. * Ask: Sınırlarda bulunan şehir ve kalelerde topçuya ait hizmetlerde kullanılan bir sınıf asker. Bunlara İstanbul'dan gönderilen ""topçuağası"" kumanda ederdi. Hisarlılar, bölük ve ortalara ayrılmamıştı. Sayıları sınırlı ve sabit değildi."