Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ARDİN : Ottoman Turkish

f. Deneme, imtihan, tecrübe

ARDİYYE : Ottoman Turkish

Ticaret eşyasının saklandığı yer. * Böyle bir yerde saklanan eşya için ödenen ücret

ARDTÛLE : Ottoman Turkish

f. Bulamaç denilen yemek

ARE : Ottoman Turkish

Borç olarak alınan veya verilen şey

AREB : Ottoman Turkish

Şehir ehli olanlar. * Mide fesâdı

AREC : Ottoman Turkish

Topallık, aksaklık

ARECAN : Ottoman Turkish

Aksak ve topal kişinin yürümesi

AREFE : Ottoman Turkish

Mekkede hacıların arefe günü toplandıkları tepe

AREFE : Ottoman Turkish

ayramdan bir önceki gün

AREKİYYE : Ottoman Turkish

Zinâkâr kadın

AREKREK : Ottoman Turkish

Aceleci, acul. * Kuvvetli büyük deve

AREMET : Ottoman Turkish

Savurmak için dövülüp toplanmış harman

AREMİDE : Ottoman Turkish

f. İstirahat eden, dinlenen. Rahat kişi

AREMREM : Ottoman Turkish

Kalabalık ordu, çok fazla asker

AREN : Ottoman Turkish

Davar ayağında olan kuru kemre. * Yarık. * Bir nesne yumuşak olmak

ARENC : Ottoman Turkish

f. Dirsek. * Gidiş, tarz, usül, metod

ARENDE : Ottoman Turkish

f. Birşey getiren kimse

ARENG : Ottoman Turkish

f. Dirsek. * Dert, keder. * Hile, dubârâ. * Tarz, tavır, üslüb. * Vali, hakim. * Zannolunur ki, galiba, öyledir, benzer gibi bir yakınlık ve benzerlik ifâde eder

AREOMETRE : Ottoman Turkish

yun. Sıvıların yoğunluk derecesini ölçmeye yarayan âlet. Arşimet'in keşfettiği kanuna istinad edilerek yapılan bu alet, içi boş cam bir silindir ile bunun üst kısmındaki dereceli bir çubuktan ibarettir

ARES : Ottoman Turkish

Hayranlık

ARESTE : Ottoman Turkish

f. Süslenmiş, bezenmiş

ARET : Ottoman Turkish

f. Dirsek

ARF : Ottoman Turkish

(C: A'râf) Rüzgâr. * El ayasında çıkan çıban

ARFA : Ottoman Turkish

(Müz: A'raf) Yeleli. * Sırtlan

ARGO : Ottoman Turkish

Fr. Bir meslek veya topluluk sınıfı arasında kullanılan özel söz. * Mc: Serserilerin ve külhanbeylerin kullandığı söz veya deyim