Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HİŞMET : Ottoman Turkish

Hürmet. Heybet ve utanmak, istihyâ. Bozulup kalmak. * Gadap ve şiddet. Hiddet

HİŞNE : Ottoman Turkish

Kin tutmak. * Çirkin ve pis kokmak

HİŞT : Ottoman Turkish

Eskiden kullanılan, kısa el mızrağına benzer bir savaş âleti. Daha ziyade Osmanlı ordularında bulunan bu silâh, özellikle hassa birliklerine verilirdi

HİŞVE : Ottoman Turkish

Yaramaz kimse. * Çok rezil kimse

HOBİ : Ottoman Turkish

ing. Her zamanki çalışmaların haricinde yer alan dinlendirici bir merak veya işlem. Severek yapılan iş, vakit geçirme yolu

HOCA : Ottoman Turkish

f. Muallim. Efendi. Muteber ve büyük zât

HOCA : Ottoman Turkish

ilim öğreten kimse

HOCA TAHSİN EFENDİ (FİLÂTÎ) : Ottoman Turkish

(Vefatı: Mi. 1880) Yanya civarından (Filâtlı) olup Osmanlı Alimlerinin sonuncularındandır. Tarih-i Tekvin ve Esas-ı İlm-i Hayat gibi eserleri vardır

HOCA-İ DÂNÂ : Ottoman Turkish

Âlimlerin hocası, çok büyük âlim kimse

HOCA-İ KÂİNAT : Ottoman Turkish

Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bir nâmı

HOCA-VÂRİ : Ottoman Turkish

Hocaya benzer surette

HOCAVÂRÎ : Ottoman Turkish

hoca gibi

HOD : Ottoman Turkish

f. Kendi. * Miğfer, baş zırhı

HOD : Ottoman Turkish

kendi

HOD-BE-HOD : Ottoman Turkish

f. Kendi başına, kendi kendine

HODARA : Ottoman Turkish

(Hod-ârâ) f. Kendini süsleyen, kendini medheden, öven

HODBİN : Ottoman Turkish

f. Başkasına hak tanımayıp, kendi lezzet ve menfaatını tâkib eden. Bencil. Enaniyetli. Kibirli

HODBİNÎ : Ottoman Turkish

f. Hodbinlik. Kendi menfaat ve lezzetini düşünmek

HODBÎN : Ottoman Turkish

encil, kendini gören

HODBÎNÂNE : Ottoman Turkish

hodbince, bencilce

HODENDİŞ : Ottoman Turkish

(Hod-endiş) f. Kendini düşünen. Kendi için endişe eden. Başkasının işine yaramayan

HODENDİŞ : Ottoman Turkish

kendini düşünen

HODFİKİR : Ottoman Turkish

kendi fikrini beğenen

HODFURUŞ : Ottoman Turkish

f. Kendini beğendirmeğe çalışan. Övünen

HODFURÛŞ : Ottoman Turkish

kendini öven