Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HODFURÛŞÂNE : Ottoman Turkish

kendini övüp beğendirmeye çalışarak

HODGEŞTE : Ottoman Turkish

f. Kendine dikkat etmeyen

HODGÂM : Ottoman Turkish

(Hodkâm) f. Kendi keyfini düşünen. Kendini beğenmiş

HODGÂM : Ottoman Turkish

kendini beğenmiş, bencil

HODKÜŞ : Ottoman Turkish

f. Kendini öldüren, intihar eden

HODNÜMA : Ottoman Turkish

f. Gösteriş meraklısı. Gösterişe meraklı olan kimse

HODPEREST : Ottoman Turkish

f. Mağrur. Kendini çok beğenen. Kibirli

HODPEREST : Ottoman Turkish

kendine düşkün

HODPESEND : Ottoman Turkish

f. Kendini beğenen. Mağrur

HODPESEND : Ottoman Turkish

kendini beğenen

HODPESENDÂNE : Ottoman Turkish

kendini beğenmişcesine

HODREY : Ottoman Turkish

f. Kendi bildiğine giden. Kendi rey ve fikriyle iş gören

HODRİ MEYDAN : Ottoman Turkish

"""Kendine güvenen meydana çıksın!"" mânâsında meydan okuma, kafa tutma."

HODRU : Ottoman Turkish

f. Kendiliğinden

HODSER : Ottoman Turkish

f. Dikbaşlı, âsi, serkeş. * Kendi kendine giden, müstakil

HODSERÂNE : Ottoman Turkish

f. Dik başlılıkla, serkeşcesine. Kimseyi dinlemeden

HODSİTA(Y) : Ottoman Turkish

f. Kendini öven, medheden

HOKEÇ : Ottoman Turkish

Burulmuş erkek kuzu

HOKKA : Ottoman Turkish

Cam, seramik veya metalden yapılmış küçük kutu biçimindeki kap. (Bilhassa içine mürekkep konulur.)

HOKKA : Ottoman Turkish

mürekkep kabı

HOKKA-İ BÎMAĞZ : Ottoman Turkish

Akılsız ahmak kimse

HOKKA-İ MİNA : Ottoman Turkish

Sema, gök yüzü

HOKKABAZ : Ottoman Turkish

Elçabukluğu ile birtakım şaşırtıcı oyunlar göstermeyi kendine meslek edinmiş kişi. * Mc: Başkalarını aldatarak yalan ve hile ile iş çeviren kimse

HOL : Ottoman Turkish

ing. Sofa

HOLDİNG : Ottoman Turkish

ing. Bir şirketin diğer bir şirkete, onun idaresine hâkim olacak oranda iştirak etmesini ifade eden hukuki alâka