Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HUCEE : Ottoman Turkish

Çok nikâh ve çok cima eden erkek. * Şişman ve ağır kimse

HUCESTE : Ottoman Turkish

f. Saâdetli, mutlu. Hayırlı, uğurlu, meymenetli

HUCESTE-HİSAL : Ottoman Turkish

f. Güzel huylu, tabiatı uğurlu

HUCESTE-RE'Y : Ottoman Turkish

Reyi, fikri ve düşüncesi isabetli ve uğurlu

HUCNE : Ottoman Turkish

Kuşak

HUCRE : Ottoman Turkish

(Bak: Hücre)

HUCUB : Ottoman Turkish

(Hicab. C.) Perdeler, hicablar, hâiller

HUCURAT : Ottoman Turkish

(Hücre. C.) Hücreler, odacıklar

HUCURAT SURESİ : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'de
suredir. Medine-i Münevvere'de nâzil olmuştur

HUCZE : Ottoman Turkish

(C.: Hucez) Kuşak yeri. * Ateşli odun parçası

HUD : Ottoman Turkish

f. Miğfer, baş zırhı

HUD SURESİ : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'de
sure olup Mekke-i Mükerreme'de nâzil olmuştur

HUD'A : Ottoman Turkish

Hile, oyun. Aldatma. Düzen. Mekir. * Bir kere aldanmak. * Herkese aldanan. Safdil

HUD'AKÂR : Ottoman Turkish

f. Oyuncu, düzenbaz, hilekâr

HUD'AKÂRÎ : Ottoman Turkish

f. Düzenbazlık, hilekârlık, oyunculuk

HUDA : Ottoman Turkish

f. Rabb. Sâhib. Cenab-ı Hak. Hâlık

HUDABİN : Ottoman Turkish

Hakkı ve hakikatı gören. Cenâb-ı Hakk'ı tanıyan

HUDADAD : Ottoman Turkish

f. Allah vergisi. Mevhibe-i İlâhî

HUDAHAN : Ottoman Turkish

f. Şehâdet parmağı

HUDANEGERDE : Ottoman Turkish

f. Allah göstermesin

HUDAPEREST : Ottoman Turkish

Allah'a ibadet eden. Dindar

HUDAPESEND : Ottoman Turkish

f. Allah'ın beğeneceği şey

HUDARA : Ottoman Turkish

f. Allah için, Allah aşkına

HUDARE : Ottoman Turkish

Deniz

HUDARET : Ottoman Turkish

Yeşillik. Sebze