Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HUZZÂK : Ottoman Turkish

(Hâzık. C.) İşinin ehli olanlar, ustalar, mütehassıslar. Hazâkatli kimseler

HUZZÂK-I ETİBBÂ : Ottoman Turkish

Doktorlar içinde en ehil olanları

HUZZÂN : Ottoman Turkish

(Hâzin. C.) Hazine muhafızları, hazinedarlar

HUZZÂR : Ottoman Turkish

(Hâzır. C.) Hazır olanlar, hazır bulunanlar, huzurda ve gözönünde olanlar

HUZZÂR-I MECLİS : Ottoman Turkish

Mecliste hazır bulunanlar

HUZÛ : Ottoman Turkish

tevazu hâli

HUZÛR : Ottoman Turkish

irinin yanında bulunma, rahatlık

HUZÛRKÂRÂNE : Ottoman Turkish

huzurda gibi, huzur duyarak

HUZÛRÎ : Ottoman Turkish

huzurda olarak

HUZÛZ : Ottoman Turkish

hazlar

HUZÛZÂT : Ottoman Turkish

hazlar, hoşa giden şeyler

HUŞ : Ottoman Turkish

f. Akıl, fikir, zekâ, iyi ile kötüyü ayırma hissi. * Ruh, can. * Ölüm, * Zehir

HUŞ'A : Ottoman Turkish

Alçak küçük tepe

HUŞAM : Ottoman Turkish

Kalın burunlu. * Uzun dağ burnu

HUŞAR : Ottoman Turkish

Avaz, ses

HUŞARE : Ottoman Turkish

Bir yere giderken bırakılan faydasız şeyler. * Her şeyin kötüsü

HUŞDAR : Ottoman Turkish

f. Akıllı, uslu

HUŞE : Ottoman Turkish

f. Salkım. * Başak, sümbül

HUŞE ÇÎN : Ottoman Turkish

f. Başak toplayan. Salkım toplayan

HUŞE-İ ENGUR : Ottoman Turkish

Üzüm salkımı

HUŞE-İ HURMA : Ottoman Turkish

Hurma salkımı

HUŞE-ÇİN : Ottoman Turkish

Başak toplayan

HUŞEF : Ottoman Turkish

Yeşil sinek

HUŞENK : Ottoman Turkish

f. İdrak, akıl, iz'an

HUŞK : Ottoman Turkish

f. Kuru, yâbis. * Kaba, soğuk