Ottoman Turkish
HUŞK U TER : Ottoman Turkish
Kuru ve yaş
HUŞKAR : Ottoman Turkish
İri öğütülmüş un. O undan olan ekmek
HUŞKCAN : Ottoman Turkish
f. Kalın kafalı, câhil kimse
HUŞKLEB : Ottoman Turkish
f. Dudağı kurumuş, susamış
HUŞKMAĞZ : Ottoman Turkish
f. Boşkafalı, câhil
HUŞKSAL : Ottoman Turkish
f. Kuraklık ve kıtlık yılı
HUŞKSER : Ottoman Turkish
f. Ahmak, salak
HUŞKÎ : Ottoman Turkish
f. Kuruluk, yubuset
HUŞMEND : Ottoman Turkish
(C: Huşmendân) f. Akıllı, aklı başında
HUŞMENDÂN : Ottoman Turkish
(Huş-mend. C.) Aklı başında olanlar, akıl sâhipleri
HUŞMENDÂNE : Ottoman Turkish
f. Akıllıca, aklı başında olarak
HUŞNE : Ottoman Turkish
Haşinlik
HUŞRÜBA : Ottoman Turkish
f. Akıl kapan, aklı baştan alan
HUŞRÜBUDE : Ottoman Turkish
f. Aklı kapılmış, aklı başından gitmiş
HUŞU' : Ottoman Turkish
Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül
HUŞUF : Ottoman Turkish
(C.: Huşef) Seri, eli çabuk, hızlı. * Geceleyin yola giden deve
HUŞUNET : Ottoman Turkish
Kabalık, sertlik, inatçılık
HUŞUNET-İ MİZÂC : Ottoman Turkish
Mizâc sertliği, huy ve tabiat sertliği
HUŞUNET-İ TAB' : Ottoman Turkish
Tabiat ve huy kabalığı
HUŞYAR : Ottoman Turkish
(Bak: Hüşyar)
HUŞÛ : Ottoman Turkish
sevgiyle karışık korku
HUŞÛNET : Ottoman Turkish
kabalık, kırıcılık
HUŞŞ : Ottoman Turkish
"(C.: Huşuş) Hâcet mevzii; helâ, tuvâlet. * Necâset mahreci."
HUŞŞA' : Ottoman Turkish
Kulak ardındaki yumruca kemik
HUŞŞAF : Ottoman Turkish
Yarasa kuşu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani