Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HÂN : Ottoman Turkish

hükümdar

HÂNEDÂN : Ottoman Turkish

asil ve köklü aile

HÂNENDE : Ottoman Turkish

f. Okuyan, şarkı söyleyen

HÂNENDE : Ottoman Turkish

şarkıcı

HÂNENDE-GÂN : Ottoman Turkish

f. (Hânende. C.) Hânendeler, şarkı söyleyenler, şarkıcılar

HÂNENDE-GÎ : Ottoman Turkish

f. Şarkıcılık, hânendelik

HÂNMÂN : Ottoman Turkish

f. Ev-bark, ocak

HÂNMÂN-SÛZ : Ottoman Turkish

f. Ocak yakıcı, ev-bark yakan

HÂNÇE : Ottoman Turkish

f. Küçük tepsi, ufak sini

HÂNÇE-İ ZER : Ottoman Turkish

Küçük altın tepsi. * Mc: Güneş

HÂR : Ottoman Turkish

f. Diken

HÂR-I FİRKAT : Ottoman Turkish

Ayrılık acısı

HÂRİC : Ottoman Turkish

Bir şeyin veya mahallin veya memleketin dışında kalan. * Ecnebi

HÂRİC : Ottoman Turkish

dış, dışarı, dışarıdan

HÂRİC-İ VATAN : Ottoman Turkish

Vatanın harici

HÂRİKA : Ottoman Turkish

Ateş, nâr, od

HÂRİKA : Ottoman Turkish

normalin üstünde olup hayret uyandıran şey

HÂRİKA-İ SEVDÂ : Ottoman Turkish

Aşk ateşi

HÂRİKA-PİŞE : Ottoman Turkish

f. Hârikalı. Hârika işler yapan

HÂRİKANÜMÂ : Ottoman Turkish

harika gösteren

HÂRİKAPÎŞE : Ottoman Turkish

harika eserler yapan

HÂRİKAT : Ottoman Turkish

(Hârika. C.) Şaşılacak şeyler, hârikalar. İnsanda hayret uyandıran şeyler

HÂRİKAVÎ : Ottoman Turkish

Harika cinsinden, harika gibi

HÂRİKULÂDE : Ottoman Turkish

Fevkalâde, âdetin hâricinde bulunan şey, eser. Görülmedik derecede. Son derece kıymet ve ehemmiyeti hâiz olan şey