Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HÂŞİAN : Ottoman Turkish

Tevazu ve mahviyetle. Alçakgönüllülük göstererek

HÂŞİANE : Ottoman Turkish

f. Hâşi' olarak

HÂŞİMÎ : Ottoman Turkish

Peygamberimizin sülâlesinden

HÂŞİR : Ottoman Turkish

Haşreden, toplayan. Cem'eden. * Hz. Peygamber'in (A.S.M.) bir ismi. Haşir meydanında bütün insanlar mübarek izlerinde haşr olup toplanacaklarından Delâil-i Hayrat'ta bu isimle mezkurdur. (Bak: Haşr)

HÂŞİR : Ottoman Turkish

toplayan, haşreden

HÂŞİYE : Ottoman Turkish

sayfanın altındaki açıklama yazısı

HÂŞÂ : Ottoman Turkish

Aslâ. Kat'iyyen. Öyle değil. Allah korusun...(mânasına söylenir.)

HÂŞÂ : Ottoman Turkish

asla

HÂŞÎ : Ottoman Turkish

huşûlu

HÎC : Ottoman Turkish

Deveyi azarlama ve zecir sesi

HÎCA : Ottoman Turkish

(Bak: Heycâ)

HÎK : Ottoman Turkish

Tulum.HİK (Heykal-Heykam)
Devekuşunun erkeği. * İnce uzun

HÎKÇE : Ottoman Turkish

f. Küçük tulum

HÎLE : Ottoman Turkish

düzen, aldatma

HÎLEBÂZ : Ottoman Turkish

hile yapan

HÎLEKÂR : Ottoman Turkish

hileci

HÎLEKÂRÂNE : Ottoman Turkish

hile edercesine

HÎME : Ottoman Turkish

f. Kütük, odun, kereste

HÎN : Ottoman Turkish

An, zaman, vakit. Sıra. Çağ. * Kıyamet

HÎN : Ottoman Turkish

zaman, vakit

HÎN-İ HACETTE : Ottoman Turkish

Lüzumlu zamanında, ihtiyaç olduğu vakit

HÎN-İ HÂCET : Ottoman Turkish

İhtiyaca göre, ihtiyaç vakti

HÎN-İ SEFER : Ottoman Turkish

Yolculuk. * Ölüm zamanı. Sefer zamanı

HÎNA : Ottoman Turkish

f. Şarkı söyleme

HÎNA Kİ : Ottoman Turkish

Vakta ki, ne zaman ki