Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HÜSN-Ü MÜCERRED : Ottoman Turkish

Gayr olsun olmasın bizzat güzel olan şey. Bazı âza veya çizgilerin mütenasib terkib ve tertibiyle hâsıl olan hüsün, hüsn-ü mücerred değildir. Şartları zâil olsa, hüsün de zâil olur. Fakat, vücud, hayat, iman gibi varlıklar hüsn-ü mücerreddir ve bizzat güzeldirler. Güzellikleri başka şeylere bağlı değildir. * Hariçte maddi vücudu olmayan, ancak aklen mevsufsuz düşünülebilen hüsün ve zihnen anlaşılan güzellik

HÜSN-Ü NİYET : Ottoman Turkish

(Hüsn-i niyet) İyi niyet. Temiz kalblilik

HÜSN-Ü TA'LİL : Ottoman Turkish

Edb: Herhangi bir hâdisenin hakiki sebebini saklayarak, güzel ve hayalî bir sebep göstermeye hüsn-ü ta'lil denir. Bu gösterilen sebep hakiki olmamalı, fakat güzel olmalıdır.Bağ-ı âlemde yüzün menendi bir gül isteyüp.Cüst ü cu idüp gezer gülzarı bülbül şah şah.(Fatih Sultan Mehmed)Bülbülün, gül bahçesini daldan dala gezmesinin sebebi, âlem bağında sevgilinin yüzüne benzer bir gül aramasıdır

HÜSN-Ü TEDBİR : Ottoman Turkish

İyi düşünülerek tutulan yol. Tefekkür ile tasmim etmek, ihtiyar olunacak meslek ve harekete karar vermek. * Bir kimseden bir haberi nakil ve rivâyet eylemek. * Bir şeye iyi muvaffak olmak için o işe muvafık ve hesaplı hareket etmek

HÜSN-Ü TELAKKİ : Ottoman Turkish

(Hüsn-i telakki) İyi anlayış. İyi kabul ediş. Güzel telâkki etmek. Anlayış gösterip iyi niyetle kabul etmek

HÜSN-Ü TEVECCÜH : Ottoman Turkish

Sevgi ile karışık medih ve takdir. İyi karşılanmak ve alâka görmek

HÜSN-Ü ZANN : Ottoman Turkish

(Hüsn-i Zan) Bir kimsenin veya bir hâdisenin iyiliği hakkındaki vicdâni ve iyi kanaat. İyi fikirde bulunup, iyi olacağını düşünmek

HÜSN-Ü ÂDÂB : Ottoman Turkish

(Hüsn-i âdâb) Güzel ve iyi edeblilik. Güzel terbiye. İslâmi terbiye

HÜSN-Ü ÂKİBET : Ottoman Turkish

İyi netice

HÜSNA : Ottoman Turkish

(Ahsen'in müennesidir) İyi zan. En güzel. Amel-i sâlih. Pek güzel. * Cennet. * İyi amel ve haslet. Cenab-ı Hakk'ı görmek ve Ona iman ve ubudiyetle şereflenmek. * Düşman üzerine fevz ve zafer bulmak, şehidlik

HÜSNİYYAT : Ottoman Turkish

Güzel olan hususlar

HÜSNÎ : Ottoman Turkish

Güzelliğe dâir. Güzelliğe âit ve müteallik

HÜSNÜNİYET : Ottoman Turkish

güzel niyet

HÜSNÜZÂN : Ottoman Turkish

güzel sanma

HÜSR : Ottoman Turkish

Ziyan, kayıp, zarar

HÜSRAN : Ottoman Turkish

Ümit edilenin elde edilememesinden duyulan elem. Mahrumiyet acısı. * Zarar, ziyan, kayıp

HÜSREV : Ottoman Turkish

(Bak: Husrev)

HÜSRÂN : Ottoman Turkish

zarar, umduğunu bulamama acısı

HÜSÛF : Ottoman Turkish

ay tutulması, sönme

HÜSÜN : Ottoman Turkish

güzellik

HÜSÜNPEREST : Ottoman Turkish

güzellik düşkünü

HÜSÜNŞİKEN : Ottoman Turkish

güzellik bozucu

HÜTAF : Ottoman Turkish

Çağırma, seslenme

HÜTAME : Ottoman Turkish

Kesinti, kırpıntı. Parça

HÜTKE : Ottoman Turkish

Perde yırtılıp rezil olmak