Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HIFZ : Ottoman Turkish

Saklama. Koruma. Siyanet. Muhafaza. * Ezber etmek. Hatırda tutmak. Kur'an'ı ezberde tutmak

HIFZ : Ottoman Turkish

saklama, koruma, ezber

HIFZ-ÜL LİSAN : Ottoman Turkish

Dili, günah ve lüzumsuz olan sözlerden korumak. Kötü ve fena sözlerden dilini muhafaza etmek. (İhtiyaçtan fazla söz söylememek mendubdur.)

HIFZ-I BİLAD U İBAD : Ottoman Turkish

Şehirlerin ve şehir ahalisinin korunması

HIFZ-I EMANET : Ottoman Turkish

Canı muhafaza etme. * Bırakılan emaneti koruma

HIFZ-I HUKUK : Ottoman Turkish

Hak ve hukukları muhafaza etme

HIFZ-I KUR'AN : Ottoman Turkish

Kur'an-ı Kerim'i tamamıyla ezberleme

HIFZE : Ottoman Turkish

(C.: Hafâyiz) Gadap etmek, hiddetlenmek, kızmak. * Gayret etmek

HIFZISSIHHA : Ottoman Turkish

(Hıfz-üs sıhha) Sağlıklı yaşamak için doğrudan doğruya kişi ve içinde bulunan çevrenin sağlıkla alâkalı şartlarını tetkik edip inceleyen, gerekli tedbirleri olan ve bu çeşit çalışmalardan bahseden hekimlik kolu veya sağlık bilgisi. * Sıhhatini korumak. Sağlığını muhafaza etmek

HIFŞ : Ottoman Turkish

Küçük ev

HIKAB : Ottoman Turkish

Arap kadınlarına mahsus bir nevi kumaştır, onu bellerine kuşanıp süslerini ve zinetlerini ona takarlar

HIKB : Ottoman Turkish

(C.: Ahkâb) Uzun zaman, dehr

HIKBE : Ottoman Turkish

(C.: Hıkeb) Yıl, sene. * Seksen yıl

HIKD : Ottoman Turkish

Kin, buğz, adâvet. * İntikam almak için fırsat beklemek

HIKD : Ottoman Turkish

kin, intikam arzusu

HIKF : Ottoman Turkish

Kumun bir yere toplanıp yığılarak tepe gibi olması

HIKK(A) : Ottoman Turkish

(C.: Hukuk
Hıkâk) Üç yaşını tamamlayıp dördüne girmiş deve

HIKMIK ETMEK : Ottoman Turkish

t. Bir işten veyahut bir suale cevap vermekten kaçınmak için esassız bahaneler ileri sürmeye çalışmak. Tereddütlü davranmak

HILA' : Ottoman Turkish

Göze çekilen sürme

HILAB : Ottoman Turkish

Yırtıcı hayvan veya yırtıcı kuş pençesi

HILABE : Ottoman Turkish

Aldatmak, hud'a

HILACE : Ottoman Turkish

Hallaçlık

HILAF : Ottoman Turkish

(C.: Ahlâf) Söğüt ağacı. * Muhalefet etmek, karşı gelmek

HILAL : Ottoman Turkish

(C.: Ahılle) Diş arasını ayıklamakta kullanılan nesne. Dostluk

HILAS : Ottoman Turkish

Her nesnenin dibine çöken ağırlığı