Multilingual Turkish Dictionary Ottoman Turkish

İBLİSÂNE : Ottoman Turkish

şeytanca

İBLÂĞ : Ottoman Turkish

ulaştırma

IBLIK : Ottoman Turkish

Erkek

İBN : Ottoman Turkish

oğul, oğlu

İBNULLAH : Ottoman Turkish

" ""Allahın oğlu"" mânâsında sapkınlık ifade eden bir tabir."

İBNÜZZAMAN : Ottoman Turkish

zamanın oğlu, devrin adamı

İBRE : Ottoman Turkish

ölçü aletlerindeki iğne

İBRET : Ottoman Turkish

ir hâdiseden alınan ders

İBRETFEŞÂN : Ottoman Turkish

ibret saçan

İBRETNÜMÂ : Ottoman Turkish

ibret gösteren

İBRETÂMİZ : Ottoman Turkish

ibret öğreten

İBRİK : Ottoman Turkish

ir su kabı

İBRİŞİM : Ottoman Turkish

ipekten yapılmış iplik

İBRÂ : Ottoman Turkish

temize çıkarma

İBRÂHİMVÂRÎ : Ottoman Turkish

ibrahim aleyhisselâm gibi

İBRÂNÎ : Ottoman Turkish

Yahudi sülalesi, o sülaleden olan kimse

İBRÂZ : Ottoman Turkish

gösterme

IBT : Ottoman Turkish

(Ibıt) Koltuk. Omuzun alt ve iç tarafı

İBTİDÂ : Ottoman Turkish

aşlangıç

İBTİDÂÎ : Ottoman Turkish

ilkel

İBTİLÂ : Ottoman Turkish

tiryakilik, düşkünlük

İBTİZÂL : Ottoman Turkish

çokluktan dolayı değer kaybı

İBTÂL : Ottoman Turkish

ozma, boşa çıkarma, uyuşturma

İBTÂLİHİS : Ottoman Turkish

duyguları uyuşturma, anestezi

İBÂ : Ottoman Turkish

çekinme