Multilingual Turkish Dictionary Ottoman Turkish

İFRÂZ : Ottoman Turkish

ayrılma, akma, salgı

İFRÂZÂT : Ottoman Turkish

akıntılar, salgılar

İFSÂD : Ottoman Turkish

ozma

İFSÂDÂT : Ottoman Turkish

ozmalar

İFTİHAR : Ottoman Turkish

övünme, kıvanma

İFTİHARKÂRANE : Ottoman Turkish

övünürcesine

İFTİKAR : Ottoman Turkish

fakirliğini bilip gösterme

İFTİKARAT : Ottoman Turkish

fakirliğini bilip göstermeler

İFTİRA : Ottoman Turkish

irine aslı olmayan bir suç yükleme

İFTİRAK : Ottoman Turkish

ayrılma

İFTİRANAME : Ottoman Turkish

iftira yazısı

İFTİRAS : Ottoman Turkish

parçalama

İFTİTAH : Ottoman Turkish

namaza başlarken alınan tekbir

İFÂDE : Ottoman Turkish

anlatım

İFÂDÂT : Ottoman Turkish

anlatımlar

İFÂKAT : Ottoman Turkish

iyileşme

İFÂZA : Ottoman Turkish

feyizlendirme

İFŞÂ : Ottoman Turkish

gizli olanı açıklama

İFŞÂÂT : Ottoman Turkish

ifşalar

IH : Ottoman Turkish

Deveyi çökertmek için kullanılır sestir. * Yorgunluk ve heyecanla hızlı nefes vermeği tasvir eder

IHAFE : Ottoman Turkish

Korkutmak

İHAFE : Ottoman Turkish

korkutma

IHAZE : Ottoman Turkish

(C.: İhâzât-İhâz) Su birikip toplanacak yer. * Bir kimsenin kendisi veya sultanı için hıfzedip gözlediği yer

İHBAR : Ottoman Turkish

haber verme

İHBARÂT : Ottoman Turkish

haber vermeler