Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ASBAR : Ottoman Turkish

(Sıbr. C.) Akbulutlar

ASBEST : Ottoman Turkish

yun. Oldukça yumuşak ve ateşle hususiyeti değişmeyen lifli bir madde

ASC : Ottoman Turkish

Gezi topluluğu

ASCED : Ottoman Turkish

Halis, karışıksız altın

ASCEL : Ottoman Turkish

Karnı büyük olan kimse

ASD : Ottoman Turkish

Cimâ etmek. * Döndürmek. * Bozmak

ASDA : Ottoman Turkish

(Sadâ. C.) Sadâlar, sesler

ASDAF : Ottoman Turkish

(Sedef. C.) Sedefler

ASDAG : Ottoman Turkish

Perâkende olmak

ASDAGAN : Ottoman Turkish

Tıb: Kollarımızdaki nabız damarları

ASDAK : Ottoman Turkish

(Sıdk. C.) Samimi şeyler

ASDER : Ottoman Turkish

Omuz, menkıb

ASDİKA : Ottoman Turkish

Sâdıklar. Sabık ve sadık dostlar. * İçi dışına, sözü işine uygun olanlar

ASDİKA : Ottoman Turkish

samimi dostlar, sadıklar

ASED : Ottoman Turkish

Cimâ etmek. * İp bükmek

ASEF : Ottoman Turkish

(Asf) Büyük kadeh. * Bir şeyi almak. * Yoldan çıkmak. Zulüm eylemek. Körü körüne gitmek. * Birisini istihdâm eylemek. Irgatlık etmek, tarlada işçilik etmek. * Ölüm. (Kamus'tan alınmıştır.)

ASEL : Ottoman Turkish

Bal. Şehd. * Tatmak. * Su akarken yüzünde hâsıl olan kabarcık. * Cennette bir su

ASEL-İ MUSAFFA : Ottoman Turkish

Süzme bal

ASELAN : Ottoman Turkish

Süngü titrediğinden acı çekmek. * Boynunu uzatıp sür'atle gitmek

ASELBENT : Ottoman Turkish

Tıbda ve kokuculukta kullanılan bir reçinedir ve aynı adla anılan ağacın kabuklarının çizilmesiyle elde edilir

ASELİYYET : Ottoman Turkish

Bal hâli

ASELLAK : Ottoman Turkish

Deve kuşunun erkeği

ASELÎ : Ottoman Turkish

Bal gibi sarı renkte olan. * Yahudilerin ayırdedilmek için, omuzbaşlarına taktıkları sarı kumaş parçası. * Eskiden kullanılan bir kumaş çeşidi

ASEM : Ottoman Turkish

Kesbetmek. Kazanmak. çalışmak. * Dirsekten itibaren elin kuruyup çolak ve eğri olması. * Ayağın topuktan kuruyup eğilmesi ve aksak olması

ASEMM : Ottoman Turkish

Çok sağır