Ottoman Turkish
İTÂM : Ottoman Turkish
yemek yedirme
IVAZ : Ottoman Turkish
(Bak: İvaz)
İVAZ : Ottoman Turkish
karşılık
IVEC : Ottoman Turkish
(Bak: İvec)
IYADET : Ottoman Turkish
Hastayı ziyaret edip hatırını sormak, gidip görmek
IYADETEN : Ottoman Turkish
Hastaya hatır sorarak
IYAF : Ottoman Turkish
Gönül dönmek. * Mütereddit olmak, kararsızlık, tereddüt etmek. * Tiksinmek, iğrenmek
IYAL : Ottoman Turkish
Fık
Bir adamın üzerine nafakasını vermek vacip olan, kendilerini geçindirdiği kimseler
IYALULLAH : Ottoman Turkish
Halk, insanlar
IYAN : Ottoman Turkish
(Bak: Ayân)
IYAZ : Ottoman Turkish
Sığınma. İltica
IYAZEN : Ottoman Turkish
Sığınarak
IYD : Ottoman Turkish
(Bak: Îd)
IYŞ : Ottoman Turkish
(Bak: Îş)
IZ : Ottoman Turkish
(C.: Uzuz-A'zâz) Çok zekâlı kötü adam. * Dikenli ağaçların küçüğü
IZ'AF : Ottoman Turkish
Bir şeyin üstüne bir misli koyma. * Zayıflama
IZA : Ottoman Turkish
Nasihat, öğüt, vaaz
IZAA : Ottoman Turkish
Bir şeyi zâyi etmek. Zâyi olmak. Kaybetmek. Mahvetmek, mahvedilmek
IZAET : Ottoman Turkish
Parlatmak. Işıtmak. Işıklı olmak. Aydınlık etmek
IZAHET : Ottoman Turkish
(C.: Izât) Dikenli büyük ağaç. * Yalan, sihir, bühtan
IZAM : Ottoman Turkish
(Bak: İzâm)
IZAT : Ottoman Turkish
Yalan. Sihir. Bühtan. * Dikenli büyük ağaç
IZAZ : Ottoman Turkish
Berk muhkem yer
IZAZAT : Ottoman Turkish
Noksanlık
IZBANDUT : Ottoman Turkish
Eskiden Rum korsanlarına verilen addır. * Haydut, yolkesen, şaki, eşkiya. * İri vücutlu, korkunç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani