Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
ASİSTAN : Ottoman Turkish

Fr. Profesör veya hekim yardımcısı

ASİT : Ottoman Turkish

Fr. Terkibindeki hidrojenin yerine element alarak tuz meydana gelmesine sebep olan ve mavi turnusolü kırmızıya çevirmek hâsiyetinde hidrojenli birleşik hamız

ASİYÂ-BÂN : Ottoman Turkish

f. Değirmenci, değirmen sahibi

ASİYÂ-GER : Ottoman Turkish

f. Değirmen yapan, değirmenci

ASİYÂ-SENG : Ottoman Turkish

f. Değirmentaşı

ASK : Ottoman Turkish

Lâzım olmak, lüzumlu olmak

ASKA' : Ottoman Turkish

Atların ve kuşların başının ortasında beyazlık olanı. * Kanarya kuşu

ASKABE : Ottoman Turkish

Küçük salkım

ASKALE : Ottoman Turkish

Serap fazla olmak

ASKALÂN : Ottoman Turkish

"Şam diyârında bir şehrin adı. (""Arûs-üş Şam"" da derler.)"

ASKAR : Ottoman Turkish

Üzüm şırası

ASKAT : Ottoman Turkish

(Uydurukça kelimedir.) (Bak: Vâhid-i kıyasî)

ASKER : Ottoman Turkish

(C.: Asakir) Devlet ve memleketin muhafazası için ücretli veya ücretsiz olarak veya kur'a ile toplanarak hazır bulundurulan ve resmi elbise giyen silahlı adamlar topluluğu. Er, leşker, nefer

ASKER-GÂH : Ottoman Turkish

f. Asker kampı, askeriyeye ait kamp

ASKERE : Ottoman Turkish

Şiddet. * Asker hazırlamak

ASKERÎ : Ottoman Turkish

Askere veya askerliğe ait, askere mahsus

ASKUL : Ottoman Turkish

(C.: Asâkil) Beyaz, büyük mantar

ASKÂ' : Ottoman Turkish

(Suk. C.) Çeşme duvarlarının bölmeleri.* Bölgeler

ASL : Ottoman Turkish

Temel, esas, kök. Bidâyet. Mebde', dip, hakikat. Hâlis, sâfi. Haseb ve neseb. Soy sop. Zâten, en ziyâde

ASL Ü ESAS : Ottoman Turkish

Gerçek, doğru

ASL-I MEYYİT : Ottoman Turkish

Huk: Ölen kimsenin babası, babasının babası ve ilh

ASLA : Ottoman Turkish

Hiçbir zaman

ASLA : Ottoman Turkish

olması imkânsız

ASLA' : Ottoman Turkish

Başının tepesinde ve önünde kıl olmayan. * Küçük başlı

ASLAH : Ottoman Turkish

En sâlih. Daha sâlih