Ottoman Turkish
KARÎN : Ottoman Turkish
yan yana, yakın
KARÎNE : Ottoman Turkish
elirti
KARÛN : Ottoman Turkish
azaba uğramış ünlü bir zengin
KARIK : Ottoman Turkish
Düz yer
KARINDAŞ : Ottoman Turkish
kardeş
KARIS : Ottoman Turkish
Ekşi yoğurt
KARISA : Ottoman Turkish
(C. Kavâris) İncitici söz
KARŞ : Ottoman Turkish
Kesbetmek, kazanmak. * Toplamak, cem'etmek
KARŞAME : Ottoman Turkish
Atmaca kuşu
KAS' : Ottoman Turkish
Bir şeye el ayası ile vurmak. * Gidermek. * Tahkir etmek, küçümsemek
KAS'A : Ottoman Turkish
(C.: Kısâ') Çanak, kâse. * Yemek kabı
KAS'A-LİS : Ottoman Turkish
Dalkavuk. Çanak yalayıcı
KASA : Ottoman Turkish
Kabalık. * Şiddet. * Katılık
KASA'NİNE : Ottoman Turkish
Katı olmak. * Büyük olmak
KASAB : Ottoman Turkish
Saz, kamış. * Parmak kemikleri. * Nefes borusu, bronş. * İnce keten bezi
KASAB-ÜL ENF : Ottoman Turkish
Burun kemiği
KASAB-ÜL FÂRİS : Ottoman Turkish
Kalem kamışı
KASAB-ÜL HABİB : Ottoman Turkish
Şeker kamışı
KASAB-I MISRÎ : Ottoman Turkish
Mısırda dokunmuş keten bezi
KASABA : Ottoman Turkish
(C.: Kasabât) Akciğerdeki nefes borularından herbiri. Bronş. * Küçük şehir. Çarşısı olan büyük köy. * Ahalisi beş-on bin raddelerinde olan mâmure
KASABAT : Ottoman Turkish
(Kasaba. C.) Bronşlar. * Kasabalar
KASABE : Ottoman Turkish
Kötü hurma
KASAH : Ottoman Turkish
Sırtlan
KASAİD : Ottoman Turkish
(Kaside. C.) Kasideler
KASAL : Ottoman Turkish
Buğday içinde olan siyah taneler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani