Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

OLUMLU BİÇİMDE : Turkish English

adv. positively

OLUMLU CEVAP : Turkish English

n. positive answer, affirmative, yes, yea

OLUMLU CEVAP VERMEK : Turkish English

v. answer the affirmative

OLUMLU DERECE : Turkish English

n. positive

OLUMLU OLARAK : Turkish English

adv. affirmatively, in the affirmative

OLUMLU OY : Turkish English

n. aye, ay

OLUMLU OY MİKTARI : Turkish English

n. content

OLUMLU YAKLAŞMAK : Turkish English

take a bright view of

OLUMLULUK : Turkish English

n. positiveness

OLUMSAL : Turkish English

adj. possible, could be, might be, may be

OLUMSUZ : Turkish English

adj. negative, negatory, unfavorable, unfavourable [Brit.], deprecating

OLUMSUZ : Turkish English

adv. poorly

OLUMSUZ BAKMAK : Turkish English

take a dim view of

OLUMSUZ CEVAP : Turkish English

n. negative, refusal

OLUMSUZ CEVAP VERMEK : Turkish English

v. negative

OLUMSUZ KİMSE : Turkish English

n. negator

OLUMSUZ OY : Turkish English

n. nay

OLUMSUZ RAPOR : Turkish English

n. nil report

OLUMSUZ YAKLAŞMAK : Turkish English

take a dim view of

OLUMSUZ ŞEKLE ÇEVİREN : Turkish English

adj. privative

OLUMSUZLUK : Turkish English

n. negation, negative

OLUMSUZLUK BELİRTEN KELİME : Turkish English

n. privative

OLUMSUZLUK EKİ : Turkish English

n. privative

OLUP BİTENLER : Turkish English

n. goings on

OLUP OLMADIĞINI : Turkish English

conj. whether