Multilingual Turkish Dictionary

Turkish English

Turkish English
PARÇALARA AYRILMIŞ : Turkish English

adj. segmented

PARÇALARA AYIRMA : Turkish English

n. disassembly, takedown

PARÇALARA AYIRMAK : Turkish English

v. break into pieces, take to pieces, cut to pieces, partition off, demount, disintegrate, fractionate, partition, segment, take down

PARÇALARA AYIRIP İNCELEMEK : Turkish English

v. anatomize

PARÇALARA AYIRIP İNCELEYEN KİMSE : Turkish English

n. dissector

PARÇALARDAN OLUŞMUŞ : Turkish English

adj. fragmental

PARÇALARI BİRLEŞTİRİP SONUCA VARMAK : Turkish English

v. reconstitute

PARÇALARI BİRLEŞTİRMEK : Turkish English

v. assemble

PARÇALARI EKLEM YERLERİNDEN AYIRMAK : Turkish English

v. disarticulate

PARÇALARI ÖNCEDEN HAZIRLANMIŞ : Turkish English

adj. prefabricated

PARÇALARINA AYIRMAK : Turkish English

v. disassemble

PARÇALARINA AYIRIP İNCELEME : Turkish English

n. dissection

PARÇALARINI BİRLEŞTİRMEK : Turkish English

v. piece together

PARÇALARINI EKLEMEK : Turkish English

v. piece

PARÇALAYAN : Turkish English

n. breaking up, disintegrator, rending

PARÇALAYICI : Turkish English

adj. disruptive

PARÇALAYICI : Turkish English

n. shredder

PARÇALAYIP İNCELEMEK : Turkish English

v. dissect

PARÇALI : Turkish English

adj. in piece, pieced, sectional, partite, splintery

PARÇALI BULMACA : Turkish English

n. jigsaw puzzle

PARÇALI BULUTLU GÖKYÜZÜ : Turkish English

n. mackerel sky

PARÇALI ÖRTÜ : Turkish English

n. patchwork

PARILDAMA : Turkish English

n. scintillation

PARILDAMAK : Turkish English

v. shine, sparkle, glitter, gleam, twinkle, glance, glimmer, scintillate, shimmer

PARILDAMAMAK : Turkish English

v. (neg. form of parýldamak) shine, sparkle, glitter, gleam, twinkle, glance, glimmer, scintillate, shimmer