Multilingual Turkish Dictionary

Turkish English

Turkish English
ÇOK DENENMİŞ : Turkish English

adj. well-tried

ÇOK DENEYİMLİ KİMSE : Turkish English

n. old campaigner

ÇOK DERİN : Turkish English

adj. abysmal, profound, unfathomable

ÇOK DEVİRLİ PLÂKTAKİ İNCECİK ÇİZGİ : Turkish English

n. microgroove

ÇOK DEĞERLİ : Turkish English

adj. polyvalent

ÇOK DEĞERLİKLİ : Turkish English

adj. polyvalent

ÇOK DİKKATLİ : Turkish English

adj. meticulous

ÇOK DİL BİLEN : Turkish English

adj. multilingual, polyglot

ÇOK DİL BİLEN KİMSE : Turkish English

n. polyglot

ÇOK DİLDE BASILMIŞ : Turkish English

adj. polyglot

ÇOK DİLDE BASILMIŞ KİTAP : Turkish English

n. polyglot

ÇOK DİLLİ : Turkish English

adj. multilingual, polyglot

ÇOK DOYDUM : Turkish English

interj. I have had enough, I have had enough of it

ÇOK DOĞRU : Turkish English

interj. exactly, exactly so, precisely

ÇOK DRAMATİK : Turkish English

adj. operatic

ÇOK DÜZENLİ : Turkish English

in apple pie order

ÇOK DÜZLEMLİ : Turkish English

adj. polyhedral

ÇOK DÜŞÜK KALİTE : Turkish English

adj. low quality

ÇOK EKİP BİÇEREK VERİMSİZLEŞTİRMEK : Turkish English

v. overcrop

ÇOK ERKEN. : Turkish English

It's early

ÇOK ESKİ : Turkish English

adj. age-old, ancient, dateless, antediluvian, remote

ÇOK ESKİDEN : Turkish English

adv. year in year one

ÇOK ESKİDEN BERİ : Turkish English

since the year dot

ÇOK ESKİMİŞ : Turkish English

adj. threadbare

ÇOK ETKİLENMEK : Turkish English

v. commune with oneself