Multilingual Turkish Dictionary

Turkish English

Turkish English
ÖNCE SATIN ALMA HAKKI : Turkish English

n. pre emption

ÖNCE SİZ : Turkish English

interj. after you!

ÖNCE YAPMAK : Turkish English

v. beat smb. to it

ÖNCE ÖLMEK : Turkish English

v. predecease

ÖNCEDEN : Turkish English

adj. onetime

ÖNCEDEN : Turkish English

adv. beforehand, before now, previously, aforetime, beforetime, ahead, in advance, already, afore, in anticipation, ere now, erstwhile, formerly, heretofore

ÖNCEDEN : Turkish English

pref. pre

ÖNCEDEN ADANMIŞ : Turkish English

adj. predestined

ÖNCEDEN ALINAN TAT : Turkish English

n. foretaste

ÖNCEDEN AYARLAMAK : Turkish English

v. prearrange, pre engage, put up

ÖNCEDEN AYARLANMAMIŞ : Turkish English

adj. unarranged

ÖNCEDEN AYARLANMIŞ : Turkish English

adj. prearranged, put up, fixed

ÖNCEDEN AÇIKLAMAK : Turkish English

v. premise

ÖNCEDEN BAĞLANMAK : Turkish English

v. pre engage

ÖNCEDEN BELİRLEME : Turkish English

n. predetermination

ÖNCEDEN BELİRLEMEK : Turkish English

v. predetermine

ÖNCEDEN BELİRLENMİŞ : Turkish English

adj. prearranged, predetermined

ÖNCEDEN BELİRLENMİŞ SONUÇ : Turkish English

n. fix

ÖNCEDEN BELLİ OLAN : Turkish English

adj. assured

ÖNCEDEN BİLDİRMEK : Turkish English

v. augur

ÖNCEDEN BİLİNMEYEN : Turkish English

adj. undesigned

ÖNCEDEN BİLİNMEZ : Turkish English

adj. unpredictable

ÖNCEDEN BİLME : Turkish English

n. foreknowledge, precognition

ÖNCEDEN BİLMEK : Turkish English

v. foreknow, know smth. before

ÖNCEDEN DÜZENLEMEK : Turkish English

v. prearrange