Multilingual Turkish Dictionary

Turkish English

Turkish English
ÖNCEDEN TASARLAYARAK : Turkish English

adv. premeditatedly

ÖNCEDEN TATMA : Turkish English

n. foretaste

ÖNCEDEN TUTMAK : Turkish English

v. pre empt

ÖNCEDEN VARSAYMA : Turkish English

n. presupposition

ÖNCEDEN VARSAYMAK : Turkish English

v. presuppose

ÖNCEDEN YAPMA : Turkish English

n. anticipation

ÖNCEDEN YAPMAK : Turkish English

v. anticipate, forestall

ÖNCEDEN YAPILAN : Turkish English

adj. anticipatory

ÖNCEDEN YAZILMAMIŞ : Turkish English

adj. unscripted

ÖNCEDEN YER AYIRTMA : Turkish English

n. advance booking

ÖNCEDEN YER AYIRTMAK : Turkish English

v. book in advance

ÖNCEDEN YERLEŞME : Turkish English

n. preoccupancy, preoccupation

ÖNCEDEN ÇEKTİRMEK (DOKUMA) : Turkish English

v. preshrink

ÖNCEDEN ÖDEME : Turkish English

n. prepayment

ÖNCEDEN ÖDEMEK : Turkish English

n. prepay

ÖNCEDEN ÖDENMİŞ : Turkish English

adj. prepaid

ÖNCEDEN ISITMAK : Turkish English

v. preheat

ÖNCEKİ : Turkish English

adj. previous, former, the former, ex, prior, foregoing, antecedent, anterior, last, old, onetime, past, preceding, pristine, quondam, sometime

ÖNCEKİ : Turkish English

adv. before, hereinabove

ÖNCEKİ : Turkish English

pref. pre, pro, ex

ÖNCEKİ CİROCU : Turkish English

n. preceding indorser

ÖNCEKİ DURUM : Turkish English

n. status quo ante

ÖNCEKİ EMRİ GEÇERSİZ KILAN EMİR : Turkish English

n. countermand

ÖNCEKİ GEÇMİŞ ZAMAN : Turkish English

n. pluperfect tense, pluperfect

ÖNCEKİ GÖREVLİ : Turkish English

n. precursor