Multilingual Turkish Dictionary

Turkish English

Turkish English
ÖNCEKİ GÜN : Turkish English

adv. the day before yesterday

ÖNCEKİ İFADENİN SAVUNMAYI ENGELLEMESİ : Turkish English

n. estoppel

ÖNCEKİ KİMSE : Turkish English

n. predecessor

ÖNCEKİ KUŞAKLAR : Turkish English

n. predecessor

ÖNCEKİ SÖZCÜKLE BİRLEŞEN : Turkish English

adj. enclitic

ÖNCEKİ SÖZCÜKLE BİRLEŞEN KELİME : Turkish English

n. enclitic

ÖNCEKİ YAŞAMIN KADERİ BELİRLEDİĞİ İNANCI : Turkish English

n. karma

ÖNCEL : Turkish English

n. predecessor

ÖNCELİK : Turkish English

n. priority, precedence, preference, primacy, antecedence

ÖNCELİK SIRASI : Turkish English

n. order of precedence, precedence

ÖNCELİK TANIMAK : Turkish English

v. give priority to, give way, yield precedence to, prefer

ÖNCELİKLE : Turkish English

adv. primarily, principally, first, at the outset, for starters

ÖNCELİKLİ : Turkish English

adj. preferred, of first priority, privileged, of top priority, preferential, indispensable, prior, underlying

ÖNCELİKLİ : Turkish English

n. predecessor

ÖNCELİKLİ OLMA : Turkish English

n. antecedence

ÖNCELİKLİ OLMAK : Turkish English

n. have the precedence, take precedence of

ÖNCELİĞİ OLMAK : Turkish English

n. have the precedence

ÖNCELİĞİNİ ALMAK : Turkish English

v. take priority of

ÖNCESİ : Turkish English

pref. pre

ÖNCÜ : Turkish English

adj. pioneer, avant garde, advanced

ÖNCÜ : Turkish English

n. vanguard, advance guard, pioneer, advance, apostle, bannerbearer, high priest, initiator, pilot, precursor, spearhead, trailblazer, van

ÖNCÜ ASKER : Turkish English

n. spearhead

ÖNCÜ BİRLİK : Turkish English

n. scout

ÖNCÜ OLANLAR : Turkish English

n. avant garde

ÖNCÜ OLMAK : Turkish English

v. pioneer