Multilingual Turkish Dictionary

Turkish English

Turkish English
ÖNÜNDE GİTMEK : Turkish English

v. precede

ÖNÜNDE OLMAK : Turkish English

v. keep ahead of, be in advance of

ÖNÜNDE SAYGI İLE EĞİLMEK : Turkish English

v. revere

ÖNÜNDE SÖYLEMEK : Turkish English

v. call upon, call on

ÖNÜNDEN GEÇMEK : Turkish English

v. fly past

ÖNÜNE : Turkish English

prep. before, sub

ÖNÜNE BAK : Turkish English

interj. Watch where you're going

ÖNÜNE BAKMADAN : Turkish English

adv. with unseeing eyes

ÖNÜNE BAKMADAN YÜRÜMEK : Turkish English

v. jaywalk

ÖNÜNE BAKMADAN YÜRÜYEN KİMSE : Turkish English

n. jaywalker

ÖNÜNE BAKMAYAN KİMSE : Turkish English

n. jay

ÖNÜNE EKLEMEK : Turkish English

v. prefix

ÖNÜNE GELEN HER ŞEYİ YIKAN GÜÇ : Turkish English

n. Juggernaut

ÖNÜNE GELENE SÖYLEMEK : Turkish English

v. retail

ÖNÜNE GELENLE YATAN : Turkish English

adj. promiscuous

ÖNÜNE GELENLE YATMA : Turkish English

n. promiscuity

ÖNÜNE GELENLE YATMAK : Turkish English

v. screw around, sleep around

ÖNÜNE GEÇİLMEZ : Turkish English

adj. ineluctable, unbridled

ÖNÜNE GEÇME : Turkish English

n. obviation

ÖNÜNE GEÇMEK : Turkish English

v. get ahead of smb., head off, forestall, preclude, prevent, prohibit, obviate

ÖNÜNE KATMA : Turkish English

n. drive

ÖNÜNE KATMAK : Turkish English

v. drive, sweep before one, sweep

ÖNÜNE KOYMAK : Turkish English

v. dish up

ÖNÜNÜ KESMEK : Turkish English

v. bar

ÖPEN : Turkish English

adj. osculant