Multilingual Turkish Dictionary

Turkish French

Turkish French
SUYOSUNU : Turkish French

algue [la]

SUYU DAMLAMAK : Turkish French

s'égoutter

SUYUN ALÇALMASI : Turkish French

étiage [le]

SUYUN YÜZÜNE ÇIKMAK : Turkish French

émerger

SUYUNU AKITMAK : Turkish French

égoutter

SUYUNU BIRAKMAK : Turkish French

dégorger

SUYUNU GİDERMEK : Turkish French

déshydrater

SUYUNU SIKMAK : Turkish French

(çamaþýr) essorer

SUYUNU ÇIKARMAK : Turkish French

presser

SUÇ : Turkish French

délit [le], faute [la], crime [le], péché [le]

SUÇ ALETİ : Turkish French

le corps du délit

SUÇ İŞLEMEK : Turkish French

commettre un délit, une faute

SUÇ KANITI : Turkish French

corps du délit

SUÇ YÜKLEME : Turkish French

inculpation [la]

SUÇ YÜKLEMEK : Turkish French

inculper

SUÇBİLİM : Turkish French

criminologie [la]

SUÇBİLİMCİ : Turkish French

criminologiste [le][la]

SUÇİÇEĞİ : Turkish French

varicelle [la]

SUÇLAMA : Turkish French

accusation [la], mise en accusation, charge [la]

SUÇLAMA YAZISI : Turkish French

acte d'accusation

SUÇLAMAK : Turkish French

accuser, incriminer

SUÇLANDIRMA : Turkish French

inculpation [la]

SUÇLANDIRMAK : Turkish French

inculper

SUÇLANMIŞ : Turkish French

prévenu/e [le][la]

SUÇLAYICI : Turkish French

accusateur/trice, accusatoire