Multilingual Turkish Dictionary Turkish French

SÜRERLİK : Turkish French

continuation [la], permanence [la]

SÜRESİNCE : Turkish French

durant

SÜRESİNİ UZATMAK : Turkish French

proroger

SÜRESİZ : Turkish French

sans limitation de temps

SÜRESİZ OLARAK : Turkish French

sans précision de durée

SÜREÇ : Turkish French

processus [le]

SÜREĞEN : Turkish French

chronique

SÜRFİLE YAPMAK : Turkish French

surfiler

SÜRGÜ : Turkish French

verrou [le], curseur [le], glissière [la]

SÜRGÜLEME : Turkish French

verrouillage [le], bâclage [le]

SÜRGÜLEMEK : Turkish French

verrouiller, bâcler

SÜRGÜLÜ : Turkish French

verouillé

SÜRGÜLÜ KAPI : Turkish French

porte à coulisse, porte à glissière

SÜRGÜN : Turkish French

"exil [le], bannissement [le]; (kiþi) exilé/e [le][la]; diarrhée [la] "

SÜRGÜN CEZASI : Turkish French

elégation [la]

SÜRGÜN CEZASINA ÇARPTIRMAK : Turkish French

déporter

SÜRGÜN ETMEK : Turkish French

exclure, bannir, proscrire

SÜRGÜN SÜRMEK : Turkish French

taller

SÜRGÜN YERİ : Turkish French

exil [le]

SÜRGÜNE GİTMEK : Turkish French

s'exiler

SÜRGÜNE GÖNDERME : Turkish French

proscription [la]

SÜRGÜNE GÖNDERMEK : Turkish French

annir, exiler, mettre au ban, proscrire

SÜRGÜSÜNÜ ÇEKMEK : Turkish French

déverrouiller

SÜRME : Turkish French

durée [la], conduite [la], continuation [la], ostracisme [le], perpétuation [la], khôl [le]

SÜRMEK : Turkish French

mener, continuer, (taþýt) conduire, (gemi\\uçak) piloter, durer, (zaman) mettre, bannir, exiler, reléguer, se pousser, transporter