Multilingual Turkish Dictionary Turkish French

ÇITIRDAMA : Turkish French

pétillement [le]

ÇITIRDAMAK : Turkish French

craqueter, crépiter, grésiller, pétiller

ÇITIRTI : Turkish French

crépitation [la], crépitement [le]

ÇIĞ : Turkish French

avalanche [la]

ÇIĞ GİBİ BÜYÜMEK : Turkish French

faire boule de neige

ÇIĞLIK : Turkish French

cri [le], glapissement [le], hurlement [le]

ÇIĞLIK ATMAK : Turkish French

hurler

ÇIĞLIK KOPARMAK : Turkish French

s'écrier

ÇIĞRIŞMAK : Turkish French

piailler

ÇIĞIR : Turkish French

chemin [le], voie [la], sentier [le]

ÇIĞIR AÇMAK : Turkish French

faire date

ÇIĞIRTKAN : Turkish French

"rabatteur/euse [le][la]; charlatan [le]; (kuþ) appeau [le]"

ÇIĞIRTKAN DÜDÜĞÜ : Turkish French

appeau [le]

ÇIĞIRTMA : Turkish French

fifre [le]

ÇIĞIRINDAN ÇIKARMAK : Turkish French

dérégler, désaxer

ÇIĞIRINDAN ÇIKMAK : Turkish French

arder

ÇIĞIRINDAN ÇIKMIŞ : Turkish French

libertin/e

ÖBEK : Turkish French

groupe [le]

ÖBÜR : Turkish French

autre

ÖBÜR DÜNYA : Turkish French

autre monde, au-delà [le]

ÖBÜR DÜNYAYA GÖÇMEK : Turkish French

passer dans l'autre monde

ÖBÜR GÜN : Turkish French

après-demain

ÖBÜR YANDAN : Turkish French

d'autre part

ÖBÜR YÜZ : Turkish French

envers [le]

ÖBÜRÜ : Turkish French

autre