Multilingual Turkish Dictionary

Turkish French

Turkish French
ÖÇ ALMA : Turkish French

vengeance [la]

ÖÇ ALMAK : Turkish French

se venger, se faire justice, tirer vengeance

ÖĞE : Turkish French

élément [le]

ÖĞLE : Turkish French

midi [le]

ÖĞLE SONRASI : Turkish French

après-midi [le][la], relevée [la]

ÖĞLE UYKUSU : Turkish French

sieste [la]

ÖĞLE YEMEĞİ : Turkish French

déjeuner [le], lunch [le]

ÖĞLE YEMEĞİ YEMEK : Turkish French

déjeuner, luncher

ÖĞLEDEN SONRA : Turkish French

tantôt

ÖĞLEDEN ÖNCE : Turkish French

matinée [la]

ÖĞLEN : Turkish French

à midi

ÖĞLENDE : Turkish French

à midi

ÖĞLEYE DOĞRU : Turkish French

vers midi

ÖĞLEYİN : Turkish French

à midi

ÖĞRENCİ : Turkish French

élève [le], écolier/ière [le][la], (üniversitede) étudiant/e [le][la]

ÖĞRENCİ KARNESİ : Turkish French

livret scolaire, bulletin [le]

ÖĞRENCİ MEVCUDU : Turkish French

effectif [le]

ÖĞRENCİ SERVİSİ : Turkish French

amassage scolaire

ÖĞRENCİ SİCİLİ : Turkish French

livret scolaire

ÖĞRENCİ YURDU : Turkish French

internat [le]

ÖĞRENCİ ÇANTASI : Turkish French

cartable [le]

ÖĞRENİM : Turkish French

études, éducation [la], instruction [la], cours [le]

ÖĞRENİM GÖRMEK : Turkish French

étudier

ÖĞRENİM SÜRESİ : Turkish French

scolarité [la]

ÖĞRENİM YAPMAK : Turkish French

faire ses études