Multilingual Turkish Dictionary

Turkish French

Turkish French
ÜSTÜNLÜK : Turkish French

supériorité [la], avantage [le], prédominance [la], distinction [la], excellence [la], prépondérance [la], suprématie [la], transcendance [la]

ÜSTÜNLÜK DERECESİ : Turkish French

comparatif [le]

ÜSTÜNLÜK TASLAMAK : Turkish French

faire le fier, trôner

ÜSTÜNLÜKLE : Turkish French

supérieurement, victorieusement

ÜSTÜNÜ ARAMAK : Turkish French

fouiller

ÜSTÜNÜ AÇMAK : Turkish French

décapoter

ÜSTÜNÜ BAŞINI ÇIKARMAK : Turkish French

se dépouiller

ÜSTÜNÜ DEĞİŞMEK : Turkish French

se changer

ÜSTÜNÜ DEĞİŞTİRMEK : Turkish French

changer de tenue

ÜSTÜNÜ GİYMEK : Turkish French

se vêtir

ÜSTÜNÜ KAPLAMAK : Turkish French

enrober

ÜSTÜNÜ TAMAMLAMAK : Turkish French

faire l'appoint

ÜSTÜNÜ ÇİZME : Turkish French

ature [la]

ÜSTÜNÜ ÇİZMEK : Turkish French

aturer, biffer

ÜSTÜNÜ ÇIKARMAK : Turkish French

se déshabiller

ÜSTÜPÜ : Turkish French

étoupe [la], filasse [la]

ÜTOPİK : Turkish French

utopique

ÜTOPYA : Turkish French

utopie [la]

ÜTOPYACI : Turkish French

utopiste [le][la]

ÜTÜ : Turkish French

fer à repasser

ÜTÜ BEZİ : Turkish French

pattemouille [la]

ÜTÜ TAHTASI : Turkish French

planche à repasser

ÜTÜLEME : Turkish French

pressing [le], repassage [le]

ÜTÜLEMEK : Turkish French

epasser, flamber

ÜTÜLENMEK : Turkish French

être repassé