Turkish Risale
ABİST : Turkish Risale
f. Gebe, hâmile
ABİSTEN : Turkish Risale
f. Gizli, gizleme. * Gebe. * Dişilik
ABİSTENÎ : Turkish Risale
f. Hâmilelik, gebelik
ABİY : Turkish Risale
Kısmet, nasib,
ABİYE : Turkish Risale
Örtü ile yüzünü örten, utangaç kız veya kadın
ABİŞHOR : Turkish Risale
f. Hayvan sulama yeri. * İçme kabı. * Dinlenmek için kısa bir duraklama, teneffüs. * Günlük yiyecek
ABİŞTGÂH : Turkish Risale
f. Gizlenecek yer, gizli yer
ABŞ : Turkish Risale
Salâh. * Hüsn. İbâdet. * Gaflet
AC : Turkish Risale
Fildişi. * Dolu kap
AC'AC : Turkish Risale
Çağırış
AC'ACE : Turkish Risale
Uzun uzun çağırmak
ACAC : Turkish Risale
Toz. * Tütün. * Bulut. * Duman
ACAFET : Turkish Risale
Zayıflık. Çelimsizlik
ACAK : Turkish Risale
f. Toprak
ACAL : Turkish Risale
(Ecel. C.) Eceller. Ölümler, vâdeler
ACALİT : Turkish Risale
Yoğurt
ACAM : Turkish Risale
(Ecme. C.) Meşelik, kamışlık, ağaçlıklar
ACAN : Turkish Risale
f. Polis: Emniyet mensubu
ACAR : Turkish Risale
(Ecr. C.) Sevaplar, ücretler, mükâfatlar. * Kiralar
ACASA : Turkish Risale
Deve sürüsü
ACAİB : Turkish Risale
(Acib. C.) Şaşırtacak ve hayret verici şeyler
ACAİBAT : Turkish Risale
Normale zıt şeyler. Acâib şeyler
ACAİZ : Turkish Risale
(Acuze. C.) Kocakarılar. İhtiyar kadınlar
ACB : Turkish Risale
Kuyruk sokumu. "Us'us" denilen küçük kemik. Her şeyin kuyruk dibi ve nihâyeti. Fâtiha-i hilkat olan küçük kemik.Acb-üz zeneb diye Hadis-i Şerifte ismi geçen ve insanın kuyruk sokumundaki en küçük kemik.(Kur'ân-ı Kerim'de "Sure:
âyet: 27" Yani: "Sizin haşirde iâdeniz, dirilmeniz, dünyadaki hilkatinizden daha kolay, daha rahattır." Nasıl ki bir taburun askerleri istirahat için dağılsa, sonra bir boru ile çağrılsa, kolay bir surette tabur bayrağı altında toplanmaları, yeniden bir tabur teşkil etmekten çok kolay ve çok rahattır. Öyle de bir bedende birbiri ile imtizaç ile ünsiyet ve münasebet peydâ eden zerrat-ı esasiyye, Hz. İsrâfil'in (A.S.) suru ile Hâlik-ı Zülcelâlin emrine "Lebbeyk" demeleri ve toplanmaları aklen birinci icaddan daha kolay, daha mümkündür. Hem bütün zerrelerin toplanmaları belki lâzım değil. Nüveler ve tohumlar hükmünde olan ve hadisde "Acb-üz zeneb" tâbir edilen ecza-i esasiyye ve zerrât-ı asliyye ikinci neş'e için kâfi bir esastır, temeldir. Sâni-i Hakim beden-i insanîyi onların üstünde bina eder. S.)(Arkadaş! Zâhire nazaran, haşirde, ecza-yı asliye ile ecza-yı zâide birlikte iade edilir. Evet, cünüb iken tırnakların, saçların kesilmesi mekruh ve bedenden ayrılan herbir cüz'ün bir yere gömülmesi sünnet olduğu ona işarettir. Fakat tahkike göre, nebatatın tohumları gibi "Acb-üz-zeneb" tâbir edilen bir kısım zerreler, insanın tohumu hükmünde olup, haşirde o zerreler üzerine beden-i insanî neşvü nema ile teşekkül eder. İ.İ.)
ACC : Turkish Risale
Yüksek sesle haykırma, * Gürültü çıkarma. Deveyi döğme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani