Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
AVİZE-İ GÛŞ : Turkish Risale

Küpe

AVİŞE(N) : Turkish Risale

f. Kekik otu. * Sarılma, sıyırarak çıkma. Saldırma

AVŞİN : Turkish Risale

f. Kekik otu

AY : Turkish Risale

(Bak: Ayât)

AYAL : Turkish Risale

(Bak: Iyal)

AYAN : Turkish Risale

(İyân) Aşikâr. Belli. Herkesin bilebileceği ve görebileceği. * Çiftçi âletlerinden olan saban okunun bileziği

AYAR : Turkish Risale

Altın ve gümüşten yapılmış şeylerin saflık ve hafiflik derecesi. *Saadete, mutluluğa doğru gitme

AYAR-DAN : Turkish Risale

f. Ölçüden anlar, değerbilir

AYASOFYA : Turkish Risale

İstanbul'daki bu ilk kilisenin açılış resmi Mi
325 tarihinde yapılmıştır. 513 senesi Ocak ayının
gecesi bir yangın esnası bina kâmilen yanmış. O zaman İmparator Justinyanus yeniden yaptırmış. 573 de binanın resm-i küşâdı yapılmıştır.Osmanlılarca 29 Mayıs 1453'de İstanbul fethedilince Fatih Sultan Mehmed yaya olarak Kiliseye girmiş ve müezzine ezan okutarak maiyeti ile beraber namaz kılmıştır. Ayasofyanın câmi halinde kıyâmete kadar devamını vasiyet etmiş, fakat maalesef câmi 1934 de bir müze haline getirilmiştir

AYASTAFANOS : Turkish Risale

İstanbul'da Yeşilköy semtinin eski adı

AYASTAFANOS MUAHEDESİ : Turkish Risale

3 Mart 1878 Rusya ile Osmanlılar arasında ilk olarak yapılan bir anlaşmadır. (28 Safer 1295) Tarihte buna "Ayastafanos Mukaddemat-ı Sulhiyesi" denir. Anlaşma maddeleri tatbik edilememiştir

AYB : Turkish Risale

Kusur. Leke. Utandıracak hal

AYB-CÛ : Turkish Risale

f. İnsanın ayıplarını araştıran, herkesin ayıbını, noksanını meydana çıkarmak isteyen

AYB-GÛ : Turkish Risale

Fitneci, fitnekâr, dedikoducu

AYB-GÛYÎ : Turkish Risale

f. Dedikoduculuk

AYB-I HÂDİS : Turkish Risale

Huk: Satılan eşya müşteri elinde iken ârız olan ayıb. (Müşterinin satın aldığı kumaşı kesip biçmesiyle meydana gelen hâl gibi)

AYB-NÂK : Turkish Risale

f. Noksan, kusurlu

AYBE : Turkish Risale

(C.: İyâb) Heybe, deri çanta

AYC : Turkish Risale

Razı olmamak. * Tasdik edip inanmamak. * Menfaatlenmemek, faydalanmamak

AYDAN : Turkish Risale

(Uvd. C.) Uzun hurma ağaçları

AYDANE : Turkish Risale

Uzun hurma ağacı

AYDE : Turkish Risale

Yaramaz huylu

AYDIN : Turkish Risale

Aydınlık. * Açık, âşikâr, açıkça görünen. * Mübârek, mesut. Bilgili, okumuş, görgülü.Bugün bazı çevrelerde batı ilim ve felsefesini tahsil edip benimseyenlere de "aydın" denilmektedir. Aklı gözüne inmiş, yani herşeyi maddi ölçülerle yorumlamaya alışmış, kalbi maddeci felsefe ile kararmış insana aydın demek yanlıştır. Böylelerine "zulmetli münevver" yani kalbi ve aklı kararmış okumuşlar demek daha doğru olur

AYES : Turkish Risale

Beyazlık, aklık

AYFE : Turkish Risale

Hayret. * Tereddüt. * İğrenmek