Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
NASBA : Turkish Risale

Doğru boynuzlu koyun ve keçi

NASBETMEK : Turkish Risale

Kelimenin son harfinin harekesini (E) diye okutmak. * Tâyin etmek

NASERE : Turkish Risale

f. Ayarı bozuk para

NASFET : Turkish Risale

(Nasafet) İnsaf. Haklılık. Bir şeyin yarısını almak. Hakkaniyet. İnsanları, kanunların şümulüne girmeyen hakları te'min ve ifasına zorlayan fotri adâlet hissi

NASI' : Turkish Risale

Her nesnenin hâlisi. * şiddetli beyaz olan

NASIBE : Turkish Risale

(Bk: Nasibe)

NASIF : Turkish Risale

Geo: Açıyı iki eşit parçaya bölen doğru. Açı ortayı

NASIFE : Turkish Risale

(C.: Nevâsıf) Su mecrası, su yolu

NASIH : Turkish Risale

(Bak: Nâsih)

NASIR : Turkish Risale

Yardımcı, yardım eden, nusret veren. Resül-i Ekrem'in (A.S.M.) bir ismi

NASIRÎN : Turkish Risale

(Nâsır. C.) Yardım edenler, yardımcılar

NASL : Turkish Risale

Okun ucundaki sivri demir. okun uçmasına yardım eden kanatlar

NASNAA : Turkish Risale

Depretmek. * Devenin, kalkarken dizi üstünde çok eğlenmesi

NASR : Turkish Risale

Yardım, üstünlük, yenme, galip kılma. * Yağmurun her yeri sulaması

NASR SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'deki
Sure. İza-câe veya Tevdi' Suresi de denir

NASRANİ : Turkish Risale

Hristiyanlıkla alâkalı ve ona mensub olan. Hristiyanlardan olan. (Bak: Nasara)

NASRANİYET : Turkish Risale

Hristiyanlık.(Nasraniyet, ya intifa veya ıstıfa edip İslâmiyete karşı terk-i silâh edecektir. Nasraniyet, bir kaç defa yırtıldı, protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhide yaklaştı. Tekrar yırtılmağa hazırlanıyor, ya intifa bulup sönecek veya hakiki Nasraniyetin esasını câmi' olan Hakaik-ı İslâmiyeyi karşısında görecek, teslim olacaktır.İşte bu sırr-ı azime Hz. Peygamber (A.S.M.) işaret etmiştir ki; "Hz. İsa nâzil olup gelecek, ümmetimden olacak, şeriatımla amel edecektir." M.)

NASREDDİN : Turkish Risale

(Nasr-üd din) Dine yardımı dokunan

NASREDDİN HOCA : Turkish Risale

(Mi:
1284) Mizahlı, güldürücü sözleri ile meşhur bir zâttır. Akşehir, Sivrihisar Medreselerinde okumuş, Selçuklular zamanında yaşamıştır

NASRULLAH : Turkish Risale

Allah'ın yardımı

NASS : Turkish Risale

Kat'ilik, kesinlik, açıklık. Te'vile ihtimali olmayan söz veya delil. * Kur'ân-ı Kerim veya Hadis-i Şerifde bir iş ve mes'ele hakkında olan açıklık ve bu şekilde açık olan kelâm ve âyet. Akide. * Bir haberi kimden aldığını söyleyerek, en nihayet o haberi ilk söyleyene kadar nakledilişi isbat etmek.Bazılarınca istihraç ve izhar mânâlarından me'huzdur. Bir şeyin belâğ ve nihayetine denir. Bundan başka: Delil, haber, seyr-i şedid, ref', hüccet, bürhan, zuhur mânalarına da gelir

NASS-I HADİS : Turkish Risale

Hadisin açık, gerçek ifadesi. Muhtemeli olmayan sağlam mânaya delâlet eden lâfız. Delil mânâsına olan "Nass-ül fukaha" bundan alınmıştır

NASS-I KATI' : Turkish Risale

Mânâsı açık olan Kur'an âyetlerinden delil olarak gösterilen âyet

NASSAH : Turkish Risale

Terzi, hayyat

NASSÎ : Turkish Risale

Nass'a ait. Her türlü şübhe ve tereddüdün ve tenkidin üstünde tutulacak şekilde olan kesinlik, kat'ilik, açıklık. Bedahet. * Âyet ve hadisle doğruluğu sâbit olan