Turkish Risale
NEFEZAN : Turkish Risale
Sıçramak
NEFFA' : Turkish Risale
(Nef'. den) Çıkarı çok olan kimse
NEFFAC : Turkish Risale
Mütekebbir. Kendini beğenen. Mağrur. * Şişkin
NEFFAH : Turkish Risale
Hayır sâhibi ve iyiliksever kimse. * Kokusu çok
NEFFAS : Turkish Risale
Sihir yapan, üfüren, üfürükçü
NEFFASE : Turkish Risale
(C: Neffâsât) Büyücü kadın
NEFFASÂT : Turkish Risale
(Neffâse. C.) Neffâseler, büyücü kadınlar
NEFFATA : Turkish Risale
Neft yağı çıkan pınar
NEFH : Turkish Risale
Rüzgâr esmek. * Güzel kokunun yayılması. Kokmak. * Vurmak. * Def'etmek, kovmak. * Vuruşmak, kat'etmek
NEFH-İ SUR : Turkish Risale
İsrafil Aleyhisselâm'ın Kıyamet gününde "Sur' denilen boruyu üflemesi. * Kıyamet kopması. (Bak: Acbüzzeneb)
NEFHA : Turkish Risale
Üfürmek. Üfürük. * Şişmek. * Kabarık olan
NEFK : Turkish Risale
Helâk olmak
NEFL : Turkish Risale
Sevab için yapılan ibâdet. Emredilmemiş, farz veya vâcib olmadan yapılan ibadet. Nâfile. * Birisine ganimet malı veya atiyye, ihsan vermek. * Yemin etmek
NEFR : Turkish Risale
Heyecan verici bir emirden dolayı bir yerden bir yere fırlayıp çıkmaktır. Ürkmek demek olan "Nüfur" da bu mânâdandır. Fakat "Nüfur" tek başına kaçıp kurtulmak için menfi bir harekette kullanıldığı hâlde; "nefr", düşmana karşı gaza için fırlayıp çıkmakta kullanılır. Ve böyle çıkıp toplanan cemaate "nefir", herbirine de "nefer" denilir.İmamın, halkı cihada dâvet ve tahrik etmesine de "istinfar" tâbir olunur ki, lisanımızın şimdiki ıstılâhında "seferberlik emri", frenklerde de "mobilizasyon" yâni, halkı yerinden oynatma tâbir edilir. (E.T.)
NEFRET : Turkish Risale
Tiksinmek, ürküp kaçmak. * Birisinin yakını ve akrabası
NEFRETBAHŞ : Turkish Risale
f. İnsana nefret veren, iğrendiren, tiksindiren
NEFRİN : Turkish Risale
Lânet, beddua. * Söğüp saymak.(Hassasiyet-i ilmiyenin tezayüdüyle ve her günde otuz bin cenazeyi gösteren mevtin ikazatıylae o gaflet perdesi parçalanıyor. Ecnebilerin tağutlarıyla ve fünun-u tabiiyeleriyle dalâlete gidenlere ve onları körü körüne taklid edip ittiba' edenlere binler nefrin ve teessüfler. L.)
NEFRİN-HÂN : Turkish Risale
f. Sövüp sayan
NEFRİN-KÜNÂN : Turkish Risale
f. Lânet okuyan, sövüp sayan
NEFS : Turkish Risale
Gülme hususunda ifrata gitmek. * Çok fazla gülmek
NEFS-ÜL EMİR : Turkish Risale
Hakikatın kendisi. İşin hakikatı
NEFS-İ AMEL : Turkish Risale
Amelin ta kendisi
NEFS-İ EMMARE : Turkish Risale
İnsanın çirkin ve şeytanın teşviklerine itirazsız ve mücahedesiz tâbi olması hâli.(Nefs-i emmârenin istibdad-ı rezilesinden selâmetimiz İslâmiyete istinad iledir. O habl-ül metine temessük iledir. Ve haklı hürriyetten hakkıyla istifade etmek, imandan istimdat iledir. H.)(Bir zaman evliya-yı azimeden; nefs-i emmaresinden kurtulanlardan birkaç zattan, şiddetli mücahede-i nefsiyeler ve nefs-i emmareden şekvalarını gördüm. Çok hayret ediyordum. Hayli zaman sonra, nefs-i emmarenin kendi desaisinden başka, daha şiddetli ve daha ziyade söz dinlemez ve daha ziyade ahlâk-ı seyyieyi idame eden ve heves ve damar ve âsab, tabiat ve hissiyat halitasından çıkan ve nefs-i emmarenin son tahassüngâhı bulunan ve nefs-i emmareyi tezkiyeden sonra onun eski vazife-i seyyiesini gören; ve mücahedeyi, âhir ömre kadar devam ettiren bir mânevi nefs-i emmareyi gördüm. Ve anladım ki, o mübârek zatlar, hakiki nefs-i emmareden değil; belki mecazi bir nefs-i emmareden şekva etmişler. Sonra gördüm ki, İmam-ı Rabbani dahi bu mecazi nefs-i emmareden haber veriyor.Bu ikinci nefs-i emmarede şuursuz kör hissiyat bulunduğu için, akıl ve kalbin sözlerini anlamıyor ve dinlemiyor ki onlarla ıslâh olsun ve kusurunu anlasın. Yalnız tokatlar ve elemler ile nefret edip, veya tam bir fedailikle her hissini maksadına feda etsin. K.L.)
NEFS-İ HAYVANÎ : Turkish Risale
Hayvanî istekler. Canlılardaki yaşama ve hareket kuvvetleri
NEFS-İ LEVVAME : Turkish Risale
Kötülüğü işledikten sonra fenâlığını hatırlayarak insanı rahatsız eden pişmanlık hâli ve vicdan rahatsızlığı. * İnsanın, kendine ait kötülük ve günahını görüp fenalığını bilen ve hayra meyleden iradesi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani