Turkish Risale
NETN : Turkish Risale
Fena kokmak. Kötü, kerih koku
NETNUN : Turkish Risale
Bir ağaç cinsi
NETR : Turkish Risale
Cezbetmek, kendine çekmek. * Taan etmek, çekiştirmek. * Bozulmak, fâsid ve zâyi olmak
NETS : Turkish Risale
Deri yüzmek. * Bir şeyin yerinden ayrılması
NETUC : Turkish Risale
Çıkma. *Ağaç posası
NETİCE : Turkish Risale
(C.: Netâic) Son, gaye. Semere, hülâsa. * Döl, evlâd
NETİCE-İ HAYAT : Turkish Risale
Hayatın neticesi ve gayesi
NETİCE-İ HİLKAT : Turkish Risale
Yaratılışın sonu, gayesi. Yaratılmanın neticesi
NETİCE-İ KELÂM : Turkish Risale
Sözün kısası
NETİCE-İ MA'KÛSE : Turkish Risale
Aksi netice, ters netice
NETİCEBAHŞ : Turkish Risale
f. Neticelendiren, sonuçlandıran. Netice veren
NETİCEPEZİR : Turkish Risale
f. Son bulmuş, neticelenmiş
NETŞ : Turkish Risale
Çıkarmak. * Yolmak
NEUR : Turkish Risale
Çivit
NEUZÜ : Turkish Risale
"Sığınırız" meâlinde fiil
NEUZÜ-BİLLÂH : Turkish Risale
Allah'a sığınırız, Allah korusun
NEV : Turkish Risale
f. Yeni, tâze, cedid. Son zamanda çıkmış
NEV' : Turkish Risale
Çeşit, sınıf, cins. * Taleb etmek. Meyletmek, eğilmek. İki yana sallanmak
NEV'-İ BEŞER : Turkish Risale
İnsanlar, beşer nev'i
NEV'AN : Turkish Risale
Cins bakımından, çeşitçe. * Biraz
NEV'AN-MA : Turkish Risale
Bir dereceye kadar, bir bakıma göre, bir suretle
NEV'UMMA : Turkish Risale
Bir derece, bir suretle
NEV'UN MÜNHASIRUN FİŞ-ŞAHS : Turkish Risale
Nev'i şahsına münhasır. Başka bir benzeri olmayan
NEV'Î : Turkish Risale
Nev'e ait, çeşit ile alâkalı
NEV'İ ŞAHSINA MÜNHASIR : Turkish Risale
Sadece şahsına benzer çeşit, başka benzeri olmayan. Eşi bulunmaz olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani