Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
NEZAHET : Turkish Risale

Ahlâk temizliği, temizlik. * İncelik, rikkat

NEZAKET : Turkish Risale

Naziklik, incelik, zariflik. Kaba olmamak. Edeb, terbiye

NEZALE : Turkish Risale

Sefillik. * Hasislik

NEZARE : Turkish Risale

Korkutmak

NEZARET : Turkish Risale

(Nedâret) Tazelik. Parlaklık. Letafet

NEZARET (T) : Turkish Risale

(Nazar. dan) Bakmak, seyir, bakış. * Nâzırlık etmek. Göz etmek. * Tenezzüh. * Reislik. * Vekillik, nâzırlık, bakanlık

NEZAZA : Turkish Risale

Az olmak, kıllet. * Her nesnenin bakiyyesi, artığı ve âhiri

NEZAİR : Turkish Risale

(Nazire. C.) Nazireler, benzerler, emsâl olanlar

NEZB : Turkish Risale

Çağırmak. * Ses, sadâ, savt

NEZD : Turkish Risale

f. Yan. Yakın. Karib. * Göre, nazarında, fikrince. (Arapçadaki "ind" mânâsındadır)

NEZDİK : Turkish Risale

f. Yakın, karib

NEZE : Turkish Risale

Hafif deve

NEZEL : Turkish Risale

Menzil, mekân

NEZELE : Turkish Risale

Akmak, seyelan

NEZEVAN : Turkish Risale

Atlama, sıçrama

NEZF : Turkish Risale

Kuyunun suyunu tamamen boşaltma. * Aklı gitme, sarhoş olma. Zevâle gitme

NEZG : Turkish Risale

İfsad etmek, halk içine fitne ve fesad bırakmak. Vesvese

NEZGA : Turkish Risale

Taan etmek, çekiştirmek

NEZH : Turkish Risale

(Nezih) Nezihlik, temizlik, saflık. * Hiçbir kötü hareketi olmamak. * Kerim, pak, pâkize

NEZK : Turkish Risale

Yaramaz söz. * Süngü ile vurmak

NEZK : Turkish Risale

Hafiflik. * Acele. * Sebkat

NEZLE : Turkish Risale

(C.: Nevâzil) Burnun akmasını mucib olan hastalık. * Vücudun herhangi bir organından cerahat veya başka bir maddenin akması

NEZR : Turkish Risale

Adak adamak. * Fık: Cenab-ı Hakka ta'zim için mübah bir fiilin yapılmasını deruhde etmek, öyle bir işin yapılmasını kendi nefsine vacib kılmaktır

NEZUR : Turkish Risale

Evlâdı az olan kadın

NEZV : Turkish Risale

Sıçramak