Turkish Risale
NÂ-DANİST : Turkish Risale
(Nâ-dâniste) f. Câhil, bilmez
NÂ-EVS : Turkish Risale
f. Manastır, kilise
NÂ-KÂMÎ : Turkish Risale
f. Mahrumiyet, bahtsızlık. isteğine kavuşamama
NÂ-MERDÂNE : Turkish Risale
f. Namerdcesine, alçakçasına
NÂ-MERDÎ : Turkish Risale
f. Namerdlik, alçaklık, zillet. * Korkaklık
NÂ-PÂKÎ : Turkish Risale
f. Pislik, murdarlık
NÂBIZ : Turkish Risale
Hareket eden
NÂBIZA : Turkish Risale
(C.: Nevâbız) Nabız damarı
NÂF : Turkish Risale
f. Göbek. * Mc: Orta
NÂF-I ZEMİN : Turkish Risale
Zeminin ortası. Mekke-i Mükerreme
NÂF-I ÂLEM : Turkish Risale
Mekke-i Mükerreme
NÂF-I ŞEB : Turkish Risale
Gece yarısı
NÂHUN : Turkish Risale
f. Tırnak
NÂHUN-BE-DENDÂN : Turkish Risale
f. Hayretten veya kederden dolayı parmağını ısırmış olan
NÂHUN-BÜRÂ(Y) : Turkish Risale
f. Tırnak makası, tırnak çakısı
NÂHUN-TIRAŞ : Turkish Risale
f. Tırnak makası, tırnak çakısı
NÂHUNBÜR : Turkish Risale
f. Tırnak makası
NÂKA : Turkish Risale
Dişi deve. * Bir yıldızın ismi. * Sivilce
NÂKA-İ SÂLİH : Turkish Risale
Salih Peygamber'in (A.S.) bir mu'cizesi olarak kayadan çıkan devesi. (Bak: Sâlih A.S.)
NÂZİK : Turkish Risale
f. Nezaketli. Terbiyeli. Zarif. İnce, dayanıksız. * Ehemmiyet verilmesi icab eden. * Tehlikeli husus
NÂZİK-BEDEN : Turkish Risale
f. Vücudu, bedeni nâzik olan
NÂZİK-EDÂ : Turkish Risale
f. Nâzik tavırlı, kibar
NÂZİK-ENDÂM : Turkish Risale
f. Lâtif ve güzel vücutlu. Nâzik endamlı
NÂZİK-GÜZİN : Turkish Risale
f. Çok nâzik. Seçkin, nâzik
NÂZİK-HULK : Turkish Risale
Yaradılışı ve tabiatı nâzik olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani