Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
NÂZİK-TEN : Turkish Risale

f. Nâzik vücudlu

NÂZİK-TER : Turkish Risale

f. Çok nâzik

NÂZİK-TERİN : Turkish Risale

f. En nâzik, daha nâzik

NÂZİKÂNE : Turkish Risale

f. Nazik kimseye yakışır şekilde, kibarlıkla, terbiyelice

NÂZİKÎ : Turkish Risale

f. Nâziklik. Nezaket

NÂZİL : Turkish Risale

(Nüzul. dan) Nüzul eden, inen, yukardan aşağıya inen, bir yere konan. Bir yerde konaklayan

NÂZİLE : Turkish Risale

Belâ, sıkıntı. * İnme, nüzul. * Nezle hastalığı

NÜAME : Turkish Risale

Eksen. Çark veya çıkrık ortasındaki mihver

NÜAMÎ : Turkish Risale

Güney rüzgârı

NÜANS : Turkish Risale

Fr. İnce fark

NÜAS : Turkish Risale

Uyuklama, uyku gelip basma. * Hislere ârız olan uyuşukluk ve fütur. Pineklemek

NÜASÎ : Turkish Risale

Uyuklama ile ilgili

NÜBAH : Turkish Risale

Havlama

NÜBEA : Turkish Risale

(Nebi. C.) Nebiler, peygamberler

NÜBELE : Turkish Risale

(C.: Nübel) İstincâ taşı. * Kesek parçası

NÜBLE : Turkish Risale

İhsan, atiyye. Fazl

NÜBTA : Turkish Risale

Atın kolanı veya karnı altında olan beyazlık

NÜBU' : Turkish Risale

Suyun, yerden çıkıp akması

NÜBUB : Turkish Risale

Bitmek

NÜBUT : Turkish Risale

Suyun, yerden çıkıp akması

NÜBÜVVET : Turkish Risale

(Nebi. den) Peygamberlik, nebi olmak, nebilik. Allah'ın (C.C.) emriyle vazifeli olarak insanları doğru yola çağırmak. (Bak: Muhammed (A.S.M.)
Resül)(.... Hem mâdem nev-i beşerde Nübüvvet vardır. Ve yüzbinler zât
Nübüvvet dâva edip mu'cize gösterenler
gelip geçmişler. Elbette umumun fevkinde bir kat'iyyet ile Nübüvvet-i Ahmediye (A.S.M.) sabittir. Çünkü İsa (A.S.) ve Musa (A.S.) gibi umum resüllere nebi dedirten ve risâletlerine medar olan delâil ve evsâf ve vazifeler ve ümmetlerine karşı muameleler, Resül-i Ekrem'de (A.S.M.) daha ekmel, daha câmi bir surette mevcuddur... M.)(Enbiya-yı Sâlifinde nübüvvete medar ve esas tutulan noktalar ve onların ümmetleriyle olan muâmeleleri hakkında yalnız zaman ve mekânın tesiriyle bazı hususat müstesnâ olmak şartiyle yapılacak tam bir teftiş ve kontrol neticesinde Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmda daha ekmel, daha yüksek bulunmakta olduğu tahakkuk eder. Binaenaleyh nübüvvet mertebesine nâil olanların hey'et-i mecmuası mu'cizeleriyle vesair ahvalleriyle, lisan-ı hal ve kal ile nev-i beşerin sinni kemâle geldiğinde Üstad-ül beşer ünvânını taşıyan Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sıdk-ı nübüvvetine ilân-ı şehadet etmişlerdir. O Hazret de (A.S.M.) bütün mu'cizeleriyle Saniin vücub ve vahdetini nurlu bir bürhan olarak âleme ilân etmiştir. O Zat'ın (A.S.M.) ahvâl ve harekâtı birer birer yani tek tek O'nun sıdk ve hakkaniyetini gösterirse hey'et-i mecmuası O'nun sıdk-ı nübüvvetine öyle bir delil olur ki; şeytanları bile tasdike mecbur eder.İ.İ.)(Bil ki nev-i beşerde nübüvvet, beşerdeki hayır ve kemâlâtın fezlekesi ve esasıdır. Din-i hak saadetin fihristesidir. İman bir hüsn-ü münezzeh ve mücerreddir. Madem şu âlemde parlak bir hüsün, geniş ve yüksek bir feyiz, zâhir bir hak, fâik bir kemâl görünüyor. Bilbedâhe hak ve hakikat, Nübüvvet içindedir ve nebiler elindedir. Dalâlet, şer ve hasâret, onun muhâlifindedir... M.N.)

NÜBÜVVET DA'VA ETMEK : Turkish Risale

Peygamber olduğunu bildirip doğruluğunu isbat için deliller göstermek, peygamberliğini ileri sürmek

NÜBÜVVET-PENAH : Turkish Risale

Peygamber, nebi. Nübüvvet kendisine istinad eden zât

NÜC'A : Turkish Risale

Otlu yer istemek

NÜCEBA : Turkish Risale

(Necib. C.) Necib kimseler. Nesli, soyu sopu temiz ve pâk olan kişiler