Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
NÜKTEBÎN : Turkish Risale

f. İnceliği gören, nükteyi anlıyabilen. Kavrayışlı, anlayışlı, zeki

NÜKTEDÂN : Turkish Risale

f. Nükte bilen. İnce ve zarif kimse

NÜKTEDÂNÎ : Turkish Risale

Nüktecilik, nüktedanlık

NÜKTEDÂR : Turkish Risale

f. Nükteli söz söyleyen. Nükteli konuşan

NÜKTEGU : Turkish Risale

f. Nükteli konuşan, nükteli söz söyleyen

NÜKTEGUYÎ : Turkish Risale

f. Nükteli konuşma. Nükteli söz söyleme

NÜKTEPERDAZ : Turkish Risale

(C.: Nükteperdâzân) f. Nükteli söz söyleyen, nükteli konuşan

NÜKTEPİRA : Turkish Risale

f. Nükteye süs veren

NÜKTESENC : Turkish Risale

(C.: Nüktesencân) f. Nükteyi değerlendiren. Nükteden anlayan. Nükteyi yerinde kullanan

NÜKTEVER : Turkish Risale

f. Nükteyi anlamakta mâhir olan, nükte bilen

NÜKU' : Turkish Risale

Kısa boylu kadın

NÜKUB : Turkish Risale

Rücu' etmek, geri dönmek. * Udul etmek, ayrılmak. * (Nekbet. C.) Tâlihsizlikler, şanssızlıklar. Felâketler, musibetler, düşkünlükler

NÜKUL : Turkish Risale

Vazgeçme, geri dönme, cayma

NÜKUS : Turkish Risale

Ardına dönmek

NÜLK : Turkish Risale

Alıç adı verilen dağ yemişi

NÜMA : Turkish Risale

f. Gösteren veya gözüken mânasında olup, birleşik kelimeler yapılır

NÜMAYAN : Turkish Risale

f. Görünen, aşikâr olan, gözükücü olan. Parlayan

NÜMAYANTER : Turkish Risale

f. Fazla görünen, en çok görünen

NÜMAYENDE : Turkish Risale

f. Gösterici

NÜMAYİŞ : Turkish Risale

f Görünüş, gösteriş, dış görünüş. Gösteri

NÜMAYİŞGÂH : Turkish Risale

f. Gösteri yeri

NÜMAYİŞKÂR : Turkish Risale

f. Gösterişli

NÜMRUK (NÜMRUKA) : Turkish Risale

(C.: Nemârık-Nemârıka) Yüz yastığı

NÜMUD : Turkish Risale

f. Gösteren, görünen, benzeyen

NÜMUDAR : Turkish Risale

f. Görünen. * Nümune, örnek