Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
NÜŞU' : Turkish Risale

İlâç içirmek

NÜŞUB : Turkish Risale

Dühul etmek, girmek, dâhil olmak. * İlgilendirmek, alâkalandırmak, taalluk etmek

NÜŞUH : Turkish Risale

Az miktar su

NÜŞUK : Turkish Risale

Buruna çekilen ilâç, toz, enfiye vs. * Buruna çekme

NÜŞUR : Turkish Risale

Neşirler. * Yaymalar, dağıtmalar. * Öldükten sonraki dirilmeler.(Nüşur, neşir gibi bâzan müteaddi, bâzan lâzım olur. Müteaddi olursa bir şeyi açıp yaymak mânasına gelir ki, lisanımızda neşr ve neşriyat ve menşur bu mânadandır. Bunun lâzımına intişar denilir, lâzım oldukları zaman ise ölmüş bir şeyin dirilip kalkması mânasınadır ki, Kur'anda nüşur, ekseriyetle bu mânayadır. (E.T.)

NÜŞUS (NEŞS) : Turkish Risale

Yüksek olmak, yücelmek. * Nefret etmek

NÜŞUT : Turkish Risale

Tohumun baş vermesi, uç göstermesi

NÜŞUTA : Turkish Risale

Devenin ayağındaki ilmikli düğüm. (İcabına göre çekip uzatılarak çözülür.)

NÜŞUZ : Turkish Risale

Yüksek olmak, yücelmek. * Kadının, erkeğinden kaçıp nefret etmesi

NÜŞUZE : Turkish Risale

Kadının, kocasından nefret edip kaçması. * Fık: Kocasına karşı üstünlük iddia eden kadın

: Turkish Risale

f. Nefy edatıdır. (Bak: Na-Ne)

Nİ'ME : Turkish Risale

Ne iyi, ne âlâ, ne güzel

Nİ'ME-L MATLUB : Turkish Risale

Tam aradığımız. İsteyip aradığımızın en âlâsı

Nİ'ME-L MEVLA : Turkish Risale

Ne iyi sâhib ve mâlik, ne iyi Allah (C.C.)

Nİ'ME-L VEKİL : Turkish Risale

Ne güzel, ne iyi vekil

Nİ'ME-L VESİLE : Turkish Risale

Ne güzel sebeb, ne âlâ vesile

Nİ'ME-R RAKİB : Turkish Risale

Ne iyi gözetici, koruyucu

Nİ'MET : Turkish Risale

(Nimet) İyilik, lütuf, ihsan. Saadet. Hidayet. * Giyecek şeyler. * Yiyecek faydalı şey, rızık.(Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti, zılliyeti sende ise, taahhüd, tahaffuz, korku külfetleriyle nimetlerden lezzet alamazsın, dâima rahatsız olursun. Çünkü noksanları tedarik, mevcutları telef olmaktan muhafaza ile dâimâ evham, korkular, meşakkatlere mahal olursun. Halbuki o nimetler Mün'im-i Kerim'in taahhüdü altındadır. Senin işin O'nun sofra-i ihsanından yeyip içmekle şükretmektir. Şükürde bir zahmet yoktur. Bilâkis nimetin lezzetini arttırır. Çünkü şükür, nimette in'amı görmek demektir. İn'amı görmek, nimetin zevalinden hâsıl olan elemi defeder. Zira nimet zâil olduğundan Mün'im-i Hakiki, onun yerini boş bırakmaz, misliyle doldurur ve teceddüdünden lezzet alırsın. M.N.)

Nİ'MET-İ İLÂHİYE : Turkish Risale

Allah'ın nimeti. Allah'ın verdiği nimet

Nİ'MET-ŞİNAS : Turkish Risale

f. Kendisine yapılan iyiliği bilip unutmayan

Nİ'TAL : Turkish Risale

Kova

NİAC : Turkish Risale

(Na'ce C.) Dişi koyunlar

NİAL : Turkish Risale

(Na'l. C.) Ayakkabılar, pabuçlar. * Hayvanların ayaklarına çakılan demirler, nallar

NİAM : Turkish Risale

(Ni'met. C.) İyilikler. Yiyecekler. Nimetler. * Hidayetler

NİAM-I ESASİYE : Turkish Risale

Esas nimetler, en lüzumlu maddeler. İman, din gibi en kıymetli İlâhi ihsanlar