Turkish Risale
NİSACET : Turkish Risale
Dokumacılık
NİSAL : Turkish Risale
(Nasl. C.) Ok ve kargı gibi şeylerin uçlarındaki sivri demirler
NİSAR : Turkish Risale
Saçmak, dağıtmak. * İ'ta etmek. Vermek
NİSARÇİN : Turkish Risale
f. Saçılan şeyleri toplayan
NİSAÎ : Turkish Risale
(Nisâiye) Kadınlarla alâkalı, kadınlara dâir
NİSBET : Turkish Risale
Münasebet, yakınlık, bağlılık, ölçü. * Rağmen. İnat olarak. İnat olsun diye
NİSBETEN : Turkish Risale
Nisbetle, kıyaslanarak. Öncekine göre. Bir dereceye kadar. Şöyle böyle
NİSBÎ : Turkish Risale
(Nisbiye) Kıyaslama ile olan. Diğerine, öncekine göre. Diğerlerine göre kıyaslıyarak olan. Nisbete, ölçüye göre
NİSEB : Turkish Risale
Nisbetler, kıyaslamalar ve ölçüler
NİST : Turkish Risale
f. Değildir, yoktur
NİSTÎ : Turkish Risale
f. Yokluk, adem
NİSUN : Turkish Risale
(Nisvan. C.) Kadınlar
NİSVAN : Turkish Risale
(Nisa. C.) Kadınlar. Nisalar
NİSVAN-I ZELİL : Turkish Risale
Ahlâken ve dinen düşmüş, zelil olmuş kadınlar
NİSVÎ : Turkish Risale
Nisa taifesine mensub. Kadınlarla alâkalı
NİSYAN : Turkish Risale
Unutmak, hatırdan çıkarmak
NİSYAN-İ EBEDÎ : Turkish Risale
Ebedî unutma
NİTA' : Turkish Risale
(C.: Nutu') Deri döşek
NİTAC : Turkish Risale
Yavrulama, yavru doğurma
NİTAF : Turkish Risale
(Nutfe. C.) Saf ve duru sular
NİTAH : Turkish Risale
Tos vurma, toslaşma. Boynuzla vurma. * Vuruşup kavga etme
NİTAK : Turkish Risale
Kemer, kuşak. * Kuşak yeri. * Peştemal
NİTASÎ : Turkish Risale
Anlayışlı tabib, doktor
NİVA : Turkish Risale
Düşmanlık. * Besili, semiz deve
NİVE : Turkish Risale
f. İnleme, ağlama, sızlanma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani