Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
OLİGARŞİ : Turkish Risale

Yun. Siyasi iktidarın, bir zümreden olan kişilerin elinde bulunması

OPERASYON : Turkish Risale

Fr. Bir cerrahın canlı bir vücut üzerinde yaptığı cerrahi müdahale. Ameliyat

ORAN : Turkish Risale

Ölçü, mikyas. * Biçim, tenasüb, endam. * Tahmin, keşif

ORDU : Turkish Risale

t. Bir devletin dinini, namusunu, vatan ve istiklâlini her çeşit yabancı taarruz ve tecavüzüne karşı koruyan askerî en büyük üç kuvvetten biri. Hava Ordusu, Deniz Ordusu, Kara Ordusu gibi. * En büyük askerî birlik. * Aynı iman ve düşünce sahiplerinin faaliyette olanlarının hepsi. (Maarif Ordusu, İlim Ordusu gibi mecazî olarak da söylenir.)

ORDU (URDU) DİLİ : Turkish Risale

Pakistan'da Müslümanların konuştukları Arapça, Türkçe, Farsça ve Hintçeden müteşekkil olan dil

ORDU-YU MÜBLÂ : Turkish Risale

Perişan edilmiş, dağıtılmış ordu

ORDUGÂH : Turkish Risale

f. Ordunun konakladığı yer. Açıkta konaklayan ordunun konaklama yeri

ORGAN : Turkish Risale

t. Uzuv. Canlılarda belli bir vazifeyi yapmak için bir arada yaratılmış nesiclerin teşkil ettiği vücud parçası. (El, ayak, baş, göz.. gibi) * Bir fikre, bir gayeye hizmet için çalışan. * Âlet

ORGANİZASYON : Turkish Risale

Fr. Düzenleme, hazırlama, tanzim. * Teşkilât

ORHAN GAZİ : Turkish Risale

(Mi:
1359) Osmanlı Devletinin kurucusu olan Babası Osman Gazi vefat edince (1326) Onun yerine tahta geçti. Onu yetiştiren, Hocası Şeyh Edebâli idi. Genç yaşta gazi akıncılar arasına karıştı, çok cesur ve atılgandı. Akıncı Gaziler onun oğlu Süleyman Paşa kumandasında Rumeli'ye geçtiler. Türbesi Bursa'dadır. (R. Aleyh)

ORSA : Turkish Risale

Yelkenleri mümkün olduğu kadar rüzgârın estiği cihete yaklaştırarak seyretmek hâli. * Geminin sol tarafı, iskele

ORTODOKS : Turkish Risale

Yun. İtalya'daki Papalığa bağlı olmayıp, İstanbul'daki Fener Patrikhanesine bağlı Hristiyan. Doğu kilisesine ve an'anelerine sıkı sıkıya bağlı Hristiyanların mezhebi

ORUÇ : Turkish Risale

(Bak: Savm
Ramazan)(Oruç en gafillere ve mütemerridlere za'fını ve aczini, fakrını ihsas ediyor. Açlık vasıtası ile midesini düşünüyor. Midesindeki ihtiyacını anlar. Zayıf vücudu ne derece çürük olduğunu hatırlıyor. Ne derece merhamete ve şefkata muhtaç olduğunu derk eder. Nefsin fir'avunluğunu bırakıp kemal-i acz ve fakr ile dergâh-ı İlâhiyeye ilticaya bir arzu hisseder ve bir şükr-ü manevî eliyle rahmet kapısını çalmağa hazırlanır. Eğer gaflet kalbini bozmamış ise... M.)

ORİJİNAL : Turkish Risale

Fr. Bir şeyin aslı. Tuhaf, garib hâli olan. * Değişik. * Nev'i şahsına mahsus, kendine mahsus. * Vasıf ve keyfiyetleri cihetinden benzerlerinden ayrı ve üstün. * Bir nümuneye göre olan

OSMAN (R.A.) : Turkish Risale

Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın en yakın sahabelerinden, Aşere-i Mübeşşere'den ve İslâmiyet için en çok fedakârlık gösterenlerdendir. Hz. Talha ve Zübeyr'den evvel imana geldi, iman edenlerin beşincisi oldu. Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın üçüncü halifesi ve damadıdır. Hazret-i Osman (R.A.) çok zengindi. Bütün malını Peygamberimiz ve İslâmiyet için feda etti. Çok hayâ ve hilm sahibi idi. Peygamberimizin (A.S.M.) iki kızı ile evlenmek nasib olduğu için kendisine "Zinnureyn" nâmı da verilmiştir. Hz. Ebu Bekir'in (R.A.) toplayıp cem'ettiği Kur'ân-ı Kerim nüshalarını teksir ederek mühim merkez ve vilâyetlere gönderdi. Sekseniki yaşında şehid edildi. (R.A.)

OSMANLI : Turkish Risale

Osmanlı Devleti teb'asından olan. * Anadolu Selçuklu Devleti'nin Bizans sınırındaki Beyliğin reisi olan Ertuğrul Bey'in vefatından sonra, Mi: 1288'de yerine geçen Osman Beyin kurduğu devlete mensup olan

OSMANLICA : Turkish Risale

Osmanlıların konuştuğu dil olup, Türkçe, Arapça ve Farsçadan müteşekkildir

OSMANÎ : Turkish Risale

(Osmaniye) Osman'a ait, mensup. * Osmanlı devletine mensup. Osmanlılarla alâkalı. Osman oğullarına ait

OSMANİYÂN : Turkish Risale

(Osmanî. C.) Osmanlılar

OST : Turkish Risale

(Bak: Heme ost)

OTAĞ : Turkish Risale

Padişahlarla vezirlere mahsus çadırlar. Bunlardan padişahlarınkine "Otağ-ı Hümayun", sadrazamınkine ise "Otağ-ı Asafî" denilirdi

OTOMATİK : Turkish Risale

Fr. Kurularak veya vakti gelince harekete geçen, işleyen

OTORİTE : Turkish Risale

Fr. Kumanda etme hakkı, itaat ettirme iktidarı. * İdari veya siyasi iktidar. * Muhakemeleri veya doktrini umumiyetle doğru olarak kabul edilen ve bir sahada derinleşmiş olan şahıs veya eser

OZAN : Turkish Risale

t. Edb: Eski Türk şâiri ve âlimi

OĞLAK : Turkish Risale

Keçi yavrusu