Multilingual Turkish Dictionary Turkish Risale

PERAKENDE : Turkish Risale

f. Dağınık. Dağıtma. * Azar azar yayılan veya satılan

PERAKENDEGÛ : Turkish Risale

f. Saçma sapan konuşan. Saçmalayan

PERDAHT : Turkish Risale

f. Cilâ. Parlaklık, parlama. * Düzleme, temizleme

PERDAHTE : Turkish Risale

f. Cilâlanmış, parlatılmış. * Temizlenmiş, düzenlenmiş, tertib edilmiş

f. Kapı, pencere gibi yerlere asılan veya iki yeri birbirinden ayıran, görünmeğe mâni olan şey. * Mc: Irz, namus, iffet.* Bir müzik parçasını meydana getiren seslerden herbirinin kalınlık veya incelik derecesi. * Bir sahne eserinin büyük bölümlerinden her biri. * Ekran, sinema perdesi. * Tıb: Aksu. * Mc: Gaflet. Basiretsizlik. (Bak: Esbabperest.)

PERDE YIRTILMAK : Turkish Risale

Hayasızlık etmek, utanmazlık

PERDE-İ CÜMUD : Turkish Risale

Donmuş, katı perde. * Mc: Alem, tabiat. * Akıl ve hissiyatı kendisi ile meşgul edip, dini ve ulvi hakikatlardan ayıran, gaflet veren perde

PERDE-İ NİLGÜN : Turkish Risale

Gökyüzü, sema

PERDE-İ TÜRABİYE : Turkish Risale

Toprak perdesi, yer yüzü

PERDEBER-ENDAZ : Turkish Risale

f. Perdeyi kaldırıp atan. * Utanmayı bırakan, sıkılmayan, utanmayan, hayâsız

PERDEBERDAR : Turkish Risale

f. Perde kaldırıcı. Perde açıcı

PERDEBİRUN : Turkish Risale

f. Utanmaz, açıksaçık konuşan

PERDEBİRUNÂNE : Turkish Risale

f. Sıkılmadan, utanmazcasına. Perdeyi kaldırırcasına. Edebsizce

PERDEDER : Turkish Risale

f. Perde yırtan. Utanmaz, hayâsız

PERDEDÂR : Turkish Risale

f. Perdeci, kapıcı, odacı. Bir şeyin görünmesine ve bilinmesine mâni ve perde olan

PERDEDÂR-I FELEK : Turkish Risale

Ay, kamer

PERDEGÎ : Turkish Risale

(C.: Perdegiyân) f. İyi örtünmüş ve namuslu kadın

Turkish Risale

PER : Turkish Risale

PER-AVER : Turkish Risale

PER-GÜŞA : Turkish Risale