Turkish Risale
BASAR : Turkish Risale
(C.: Ebsâr) Görme duygusu. * Kalble hissetme. Kalb gözü. * Gözün görmesi. * İdrak. Fikir. * İlm-i Kelâm'da: Kendi şânına lâyık bir vecih ile Cenab-ı Hakk'ın "görme sıfatı"dır. Kâinatta hiçbir şey O'nun görmesinden hâriçte kalamaz
BASARET : Turkish Risale
(Bak: Besaret)
BASARIK : Turkish Risale
Çulha tezgâhının ayaklığı. * Piyano ayaklığı gibi çifte ayaklık
BASARÎ : Turkish Risale
(Basar. dan) Görüşle ilgili olan, görmeye ait
BASAİR : Turkish Risale
(Basiret. C.) Basiretler. İbretli görüşler. Deliller. İbretler. Hüccet ve bürhanlar. Gözler. * Kalb duyguları
BASBASA : Turkish Risale
Dalkavukların nefret edilecek hâlleri, tabasbusları, yaltaklanması. * Köpeğin, kuyruğunu sallayarak sokulması
BASIK : Turkish Risale
Yükselmiş. Uzamış. Çıkmış
BASIKA : Turkish Risale
Beyaz ve sâfi bulut. * Âfet, dâhiye. * Makbul bir cins sarı hurma
BASIM : Turkish Risale
(Uydurma bir kelimedir) Matbaacılık. Tab'etme sanatı
BASIN : Turkish Risale
Uydurma bir kelime olup "matbuat" yerine kullanılır. Gazete, mecmua gibi belli zamanlarda çıkan matbuatın hepsi
BASINÇ : Turkish Risale
(Bak: Tazyik)
BASKI : Turkish Risale
t. Basıp sıkacak, tazyik edecek şey. Sıkı tazyik. * Basan, ağırlık veren şey. * Kalıp, damga. * Bir eserin yeni basılışlarının her seferi. * Bir basmanın bir def'ada basılan miktarının tamamı. Meselâ: Bu lügatın baskısı
000 dir
BASKIN : Turkish Risale
t. Ağır, sakil. * Basıp geçen, galip, üstün. * Ansızın, birdenbire hücum
BASKÜL : Turkish Risale
Fr. Büyük ağırlıkları, küçük bir ağırlık yardımıyla tartmayı sağlamak üzere birkaç kaldıracın uygun bir tarzda birleştirilmesiyle meydana getirilmiş âlet
BASRA : Turkish Risale
Yumuşak küfki taşı. (Bu sebepten Basra şehri, "Basra" diye isimlendirilmiştir.)
BASRİYYUN : Turkish Risale
Milâdi
yy. da Basra'da yaşamış lisaniyat âlimlerinden bir grup
BAST : Turkish Risale
Genişlemek, açmak, yaymak. * Bir şeye el uzatmak. * Sevindirmek. * Bir mecliste haya sebebiyle olan sıkılmanın gitmesiyle açılmak. * Özür kabul etmek. * Kaplamak. * Tas: Allahın cemâl tecellisiyle kalbin sükûn ve huzur içinde ferahlaması. (Mukabili: "Kabz"dır.)(... Teellümât-ı ruhaniye ise; sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbani bir kamçıdır. Çünki emn ve ye'sin vartasına düşmemek hikmetiyle havf ve reca müvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast haletleri, Celâl ve Cemâl tecellisinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatça medar-ı terakki bir düstur-u meşhurdur. K.L.)
BAST FÎ MAKAM-İL-KALB : Turkish Risale
Nefis makamında ricâ mesabesindedir. Lütuf ve rahmeti, kurb ve ünsü kabule işarettir
BAST-I DÂVÂ : Turkish Risale
Dâvâ açma
BAST-I MAKAL : Turkish Risale
Söz açma
BAST-I MUKADDEMAT : Turkish Risale
Asıl maksada girmeden önce bir şeyler söyleme
BAST-I YED : Turkish Risale
Elini bir şeye uzatmak. * Mc: Tasallut ve istilâ manasındadır
BAST-I ZAMAN : Turkish Risale
Az zamanda çok uzun bir zaman yaşamış olmak.(Bu hakikata işareten Leyle-i Kadir gibi bir tek gece seksen küsur seneden ibaret olan bin ay hükmünde olduğunu nass-ı Kur'ân gösteriyor. Hem bu hakikata işaret eden ehl-i velâyet ve hakikat beyninde bir düstur-u muhakkak olan "bast-ı zaman" sırrı ile çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalık zaman-ı mirac, bu hakikatın vücudunu isbat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Mirâcın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs'atı ve ihâtası ve uzunluğu vardır. Çünkü o mirac yolu ile, beka âlemine girdi, beka âleminin birkaç dakikası, şu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir. Hem şu hakikata bina edilen beyn-el evliyâ kesretle vuku bulmuş olan bast-ı zaman hâdiseleridir. Bâzı evliya bir dakikada bir günlük işi görmüş. Bâzıları bir saatte bir sene vazifesini yapmış. Bazıları bir dakikada bir hatme-i Kur'âniyeyi okumuş olduklarını rivâyet edip ihbar ediyorlar. Böyle ehl-i hak ve sıdk, bilerek kizbe elbette tenezzül etmezler. Hem o derece hadsiz ve kesretli bir tevatürle bast-ı zaman hakikatını aynen müşâhede ettikleri medar-ı şüphe olamaz. Şu bast-ı zaman herkesçe musaddak bir nevi rüyada görünüyor. Bazan bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, geçirdiği ahvali, konuştuğu sözleri, gördüğü lezzetleri veya çektiği elemleri görmek için yakaza âleminde bir gün, belki günler lâzımdır. L.)
BAST-I ÖZÜR ETMEK : Turkish Risale
Bir hata işleyerek başkalarına da nümune olmak, aynı hatayı işlemelerine zemin hazırlamak
BASTÂN : Turkish Risale
f. Tarih. * Mazi, geçmiş zaman. * Eski
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani