Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
REBAH : Turkish Risale

Faide, menfaat. * Kediye benzer bir canavarın adı

REBAZ : Turkish Risale

Şehrin yarısı ve etrafı. * Her nesnenin eğlenecek ve duracak yeri. * Koyun ağılı. * "Göden bağırsak" denilen büyük bağırsak

REBAZE : Turkish Risale

Zeki ve anlayışlı kimse. Zarif kimse

REBAİYE : Turkish Risale

(C.: Rebâıyyât) Seniyye ile nâb arasında olan dört diş

REBBİ : Turkish Risale

İlmiyle amel eden kişi

REBEB : Turkish Risale

Tatlı ve çok su

REBELE : Turkish Risale

(Buğday) Çok olmak

REBEZ : Turkish Risale

Ayağı hafif. Hızlı yürüyüşlü

REBEZE : Turkish Risale

(C.: Rebez-Rebezât) Devenin boyun yünü

REBK : Turkish Risale

Karıştırmak

REBRAK : Turkish Risale

Tilki üzümü

REBREB : Turkish Risale

Yaban sığırı sürüsü

REBS : Turkish Risale

Hapsetmek. * Engel olmak, men'etmek

REBSA' : Turkish Risale

Müenneslik özelliğindendir. * Katı nesne

REBT : Turkish Risale

Şişmek. * Terbiye etmek. * Uyusun diye çocuğun yan taraflarına yab yab vurmak

REBUB : Turkish Risale

Üvey oğul. * Üvey baba

REBUN : Turkish Risale

Pey akçesi, pey olarak verilen para

REBUZ : Turkish Risale

Büyük

REBVET : Turkish Risale

(Rubve
Ribve
Rebâvet) Yüce, yüksek yer

REBİ' : Turkish Risale

Yaz günü. * Küçük nehir

REBİ-ÜL AHİR : Turkish Risale

(Rebi-i Sâni) Kamerî ayların dördüncüsü

REBİ-ÜL EVVEL : Turkish Risale

Arabî ayların üçüncüsü

REBİ-İ EVVEL : Turkish Risale

İlkbahar. Çiçeklerin açıp otların bittiği mevsim. (Bak: Rebi-ül Evvel)

REBİ-İ SÂNİ : Turkish Risale

Sonbahar

REBİB : Turkish Risale

(C.: Rebâib) Üvey oğul. * Evde beslenen koyun. (Müe: Rebibe)