Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
ADDETMEK : Turkish Risale

Saymak. İtibar etmek. İttihaz etmek

ADED : Turkish Risale

Sayı. Tane. Rakam. Miktar

ADEDEN : Turkish Risale

Sayı bakımından, sayıca

ADEDÎ : Turkish Risale

(Adediye) Adede yani miktar ve rakama, sayıya mensub

ADEM : Turkish Risale

Yokluk, olmama, bulunmama. * Fakirlik. (Vücudun zıddı)(Bir zaman
küçüklüğümde- hayalimden sordum: "Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat âdi ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?" dedim. Baktım ikincisini arzulayıp birincisinden "Âh!" çekti. "Cehennem de olsa beka isterim." dedi. R.N.)(Eğer sen dalâlette boğulup çıkamıyorsan; yine cehennemin vücudu bin derece idam-ı ebediden hayırlıdır. Ve kâfirlere de bir nevi merhamettir. Çünkü insan, hattâ yavrulu hayvanat dahi, akrabasının ve evlâdının ve ahbabının lezzetleriyle ve saadetleriyle lezzetlenir, bir cihette mes'ud olur. Şu halde, sen ey mülhid, dalâletin itibariyle ya idam-ı ebedi ile ademe düşeceksin veya cehenneme gireceksin! Şerr-i mahz olan adem ise, senin bütün sevdiklerin ve saadetleriyle memnun ve bir derece mes'ud olduğun umum akraba ve asl ve neslin, seninle beraber idam olmasından, binler derece cehennemden ziyâde senin ruhunu ve kalbini ve mâhiyet-i insaniyeni yandırır. Çünkü cehennem olmazsa cennet de olmaz; herşey senin küfrün ile ademe düşer. Eğer sen cehenneme girsen, vücud dâiresinde kalsan, senin sevdiklerin ve akrabaların ya cennette mes'ud veya vücud dâirelerinde bir cihette merhametlere mazhar olurlar. Demek, herhalde cehennemin vücuduna taraftar olmak sana lâzımdır. Cehennem aleyhinde bulunmak ademe taraftar olmaktır ki; hadsiz dostlarının saadetlerinin hiç olmasına taraftarlıktır. Evet cehennem ise, hayr-ı mahz olan dâire-i vücudun Hakim-i zülcelâlinin hakimâne ve âdilâne bir hapishâne vazifesini gören dehşetli ve celâlli bir mevcud ülkesidir. Hapishâne vazifesini de görmekle beraber, başka pek çok vazifeleri var. Ve pek çok hikmetleri ve âlem-i bekâya âit hizmetleri var. Ve zebâni gibi pek çok zihayatın celâldarâne meskenleridir. Ş.)

ADEM-ÂBÂD : Turkish Risale

f. Yokluk. Yokluk alemi

ADEM-İ ABESİYYET : Turkish Risale

Abes olmayış. Faydasız ve boş olmamak

ADEM-İ BASİRET : Turkish Risale

Basiretsizlik, görüşsüzlük

ADEM-İ DİKKAT : Turkish Risale

Dikkatsizlik

ADEM-İ EMNİYET : Turkish Risale

Emniyetsizlik. Güvensizlik

ADEM-İ HÂRİCÎ : Turkish Risale

İlm-i İlâhide mevcud olup, maddi vücudu olmayan.(Adem-i mutlak zaten yoktur; çünkü bir ilm-i muhit var. Hem daire-i ilm-i İlâhînin harici yok ki, bir şey ona atılsın. Dâire-i ilim içinde bulunan adem ise, adem-i hâricidir ve vücud-u ilmiye perde olmuş bir ünvandır. Hatta bu mevcudat-ı ilmiyeye bazı ehl-i tahkik "A'yan-ı sâbite" tabir etmişler. Öyle ise, fenaya gitmek, muvakkaten haricî libasını çıkarıp, vücud-u mâneviye ve ilmîye girmektir. Yani, hâlik ve fani olanlar, vücud-u hâricîyi bırakıp; mâhiyetleri bir vücud-u mânevi giyer, dâire-i kudretten çıkıp dâire-i ilme girer. M.)

ADEM-İ KABUL : Turkish Risale

İsbatı tasdik etmemek. Şek, hükümsüzlük. İman hükümlerini lâkaydlıkla karşılamak, nefy ve inkâr etmek, kabul etmemek, göz kapamak gibi câhilâne bir hükümsüzlük. Bir terk, bir cehl-i mutlak. (Kabul etmemek başkadır. İnkâr etmek başkadır. Adem-i kabul, bir lâkaydlıktır, bir göz kapamaktır ve câhilâne bir hükümsüzlüktür. Bu surette, çok muhal şeyler onun içinde gizlenebilir. Onun aklı, onlarla uğraşmaz. Amma inkâr ise: O adem-i kabul değil, belki o kabul-ü ademdir, bir hükümdür. Onun aklı, hareket etmeye mecburdur. M.) (Bak: Kabul-i adem)

ADEM-İ KİFÂYET : Turkish Risale

Kifâyet etmeme, kâfi gelmeme, yetmezlik

ADEM-İ MERKEZİYYET : Turkish Risale

Bir idâri taksimattaki parçaların (vilâyet, belediye ve köy) muayyen hususlarda kendi kendilerine idare yetkileri. Bir yere bağlı olmaksızın veya bir yerden idare edilmeksizin olan muamele. Bütün kısım ve şubelerin kendi kendilerini idare tarzı

ADEM-İ MES'ULİYET : Turkish Risale

Mes'uliyetsizlik, sorumsuzluk

ADEM-İ MEVCUDİYYET : Turkish Risale

Yokluk. Olmama

ADEM-İ MUVAFAKAT : Turkish Risale

Râzı olmayış, muvâfakat etmeme

ADEM-İ MÜBÂLÂT : Turkish Risale

Dikkatsizlik

ADEM-İ MÜDÂHALE : Turkish Risale

Karışmamazlık

ADEM-İ MÜSÂADE : Turkish Risale

İzinsizlik, müsaadesizlik

ADEM-İ SALÂHİYET : Turkish Risale

Salâhiyetsizlik, yetkisizlik

ADEM-İ SIRF : Turkish Risale

Yokluk. Mutlak yokluk

ADEM-İ TA'KİB : Turkish Risale

Takibsizlik. * Huk: Muhakemeye lüzum görmemek

ADEM-İ TAHAYYÜZ : Turkish Risale

Boşlukta yer kaplamamak. Mekândan münezzeh oluş. Yer ile bağlı olmamak. Hacmi olmayış

ADEM-İ TAKAYYÜD : Turkish Risale

Kayıtsızlık. Bir şeye bağlı olmayış. Kıymet vermemek. Üzerine almamak