Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SANDİD : Turkish Risale

Bela. * Meşakkat, zahmet. * Şiddetli yağmur ve rüzgâr

SANEM : Turkish Risale

Kâfirlerin, önünde ibadet ettikleri heykel, put. * Mc: Çok güzel olan. * Putperestlerin İlâhı

SANEM-HANE : Turkish Risale

f. Tapınak, puthane

SANEM-PEREST : Turkish Risale

f. Puta tapan.(Sanem-perestliği şiddetle Kur'an men'ettiği gibi, sanem-perestliğin bir nevi taklidi olan suret-perestliği de meneder. Medeniyet ise; suretleri kendi mehasininden sayıp Kur'ana muaraza etmek istemiş. Halbuki gölgeli, gölgesiz suretler, ya bir zulm-ü mütehaccir veya bir riya-yı mütecessid veya bir heves-i mütecessimdir ki; beşeri zulme ve riyaya ve hevaya, hevesi kamçılayıp teşvik eder. S.)

SANEVBER : Turkish Risale

(Bak: Sanavber)

SANEVÎ : Turkish Risale

İkinci. İkinci derecede

SANSÜR : Turkish Risale

Fr. Neşr olacak şeylerin (kitap, film veya mektubların) hükümetçe kontrol edilmesi işi

SANTRİFÜJ : Turkish Risale

yun. Merkezden uzaklaşan kuvvet. Merkezkaç kuvvet. (Bak: Kuvve-i an-il merkeziye)

SANTİT : Turkish Risale

Ulu, kerim kişi

SANVAN : Turkish Risale

(Sunvân) (C.: Esvane) Kaftan. * Giyecek eşyaların muhafaza edildiği dolap veya sandık

SANİ : Turkish Risale

İkinci

SANİ' : Turkish Risale

(Sun'. dan) Sanatkârca yapan. Yaratan. San'at eseri olarak meydana getiren. İşleyen, yapan. (Allah)

SANİ'-İ HAKİKÎ : Turkish Risale

Doğrudan doğruya, hiç bir şeye muhtaç olmadan her şeyin aslını, esasını ve teferruatını yapan, yaratan. Allah (C.C.)

SANİ'İYYET : Turkish Risale

Ustaca ve tertibli yapıcı oluş. Sâni'lik.(Eğer eşya kendi nefislerine isnad edilirse, herbir zerreye bir uluhiyet lâzımdır. Meselâ, Ayasofya'nın bânisi inkâr edildiği takdirde her bir taşı Mimar Sinan olması lâzım geliyor. Öyle ise kâinatın Sânia olan delâleti, kendi nefsine olan delâletinden daha vâzıh, daha zâhir, daha evlâdır. Öyle ise kâinatın inkârı mümkün olsa bile, Sâniin inkârı mümkün değildir. M.N.)

SANİA : Turkish Risale

Uydurma, düzme. Tuzak, hile. * İş, amel, fiil

SANİFE : Turkish Risale

Bez kenarı

SANİH : Turkish Risale

Mübarek fiil, iyi iş

SANİHA : Turkish Risale

Zihne gelen fikir. Mütâlâa. Çok düşünmeden gelen fikir

SANİHA-ÂRÂ : Turkish Risale

f. Hatıra gelen, akla gelen

SANİHÂT : Turkish Risale

(Sâniha. C.) Çok düşünmeden akla, fikre gelen şeyler. (Bak: Sünuh)

SANİYE : Turkish Risale

(C.: Sevâni) Su taşıyan deve. Su yükledikleri ve su çektirdikleri deve

SANİYEN : Turkish Risale

İkinci olarak. İkinci derecede

SAR : Turkish Risale

İntikam, öç

SAR (-) : Turkish Risale

f. Yer, mekân bildiren, birleşik kelimeler yapılan bir ek'tir. Bir şeyin kesretle bulunduğunu gösterir. Meselâ

SAR' : Turkish Risale

Düşmek. * Yıkıp yere çalmak. * Edb: Şiirin beytini iki mısra' veya iki kafiyeli yapmak. * Tıb: Bir hastalık ki, teneffüs cihâzını his ve hareketten meneder