Turkish Risale
SARFE MEZHEBİ : Turkish Risale
Kur'an-ı Kerim'in mu'cize olduğuna dair ikinci mercuh bir mezheb ismi.(İ'caz-ı Kur'an'da iki mezheb var. Mezheb-i ekser ve râcih odur ki, Kur'an'daki letaif-i belâgat ve mezaya-yı meâni, kudret-i beşerin fevkindedir.İkinci mercuh mezheb odur ki:Kur'an'ın bir suresine muâraza, kudret-i beşer dâhilindedir. Fakat Cenab-ı Hak, mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) olarak men etmiş. Nasıl ki bir adam ayağa kalkabilir, fakat eser-i mu'cize olarak bir Nebi dese ki: "Sen kalkamıyacaksın." O da kalkamazsa, mu'cize olur. Şu mezheb-i mercuha, Sarfe Mezhebi denilir. Yâni Cenab-ı Hak cin ve insi men'etmiş ki; Kur'an'ın bir suresine mukabele edemesinler. Eğer men'etmeseydi, cin ve ins bir suresine mukabele ederdi. İşte bu mezhebe göre "Bir kelimesine de muâraza edilmez" diyen ulemânın sözleri hakikattır. Çünkü mâdem Cenab-ı Hak i'caz için onları men'etmiş, muârazaya ağızlarını açamazlar. Ağızlarını açsalar da, izn-i İlâhî olmazsa, kelimeyi çıkaramazlar. M.)
SARFÎ : Turkish Risale
(Sarfiye) Masrafa, sarfa ait, gidere dair. * Gr: Sarf kaidesine dair, gramere ait, dilbilgisiyle ilgili
SARFİYYAT : Turkish Risale
Masraflar, giderler
SARH : Turkish Risale
(C.: Suruh) Büyük köşk, yüksek yapı
SARHA : Turkish Risale
Çağırmak, bağırmak, feryad etmek
SARM : Turkish Risale
(Surm) Bağ kesmek. Meyve toplamak. Bir şeyi kökünden ayırmak
SARMA' : Turkish Risale
Susuz sahra. Suyu olmayan çöl
SARNIÇ : Turkish Risale
(Bak: Sahrınç)
SARR : Turkish Risale
Kesenin ağzını bağlamak. * Hıfzetmek. * Cem'etmek, toplamak. * Yukarı kaldırmak. * Zammetmek, artırmak
SARRAF : Turkish Risale
Sarfeden. Para işleri ile uğraşan. * Cevherci, kuyumcu. Cevherin kıymetini san'atı ile azaltan veya çoğaltan
SARRAFÂN : Turkish Risale
(Sarraf. C.) Sarraflar
SARRAM : Turkish Risale
Ham deri satıcısı
SARRAR : Turkish Risale
Orak kuşu denilen ve yaz sıcaklarında öten bir hayvan
SARRE : Turkish Risale
Kapı, kalem ve semer cızıldaması. * Çağırıp söylemek. * Sayha, yüksek ses
SARSAR : Turkish Risale
Gürültü ile gelen pek soğuk rüzgâr, yel. Kasırga. * Ağustos böceği
TEŞRİD : Turkish Risale
Ayırma, dağıtma. Dilim yapıp kesmek. * Nefyetme, kovalama. * Belâya atma. Ürkütüp kaçırma. Sevketme. * Birisinin ayıbını teşhir eylemek
TEŞRİF : Turkish Risale
Şereflendirmek. Yüksek yere çıkmak. Şeref vermek. * Bir yere buyurmak
TEŞRİFAT : Turkish Risale
(Teşrif. C.) Resmî kabul ve ziyaretlerdeki kabul merasimi. Protokol
TEŞRİH : Turkish Risale
Bir kitap veya ibareyi anlaşılır şekilde açıklamak, tafsilât vermek. İnceden inceye didikleyip araştırmak. * Tıb: Bir cesedi kesip parçalara ayırarak incelemek
TEŞRİHAT : Turkish Risale
Açıklamak, tafsilât vermek, inceden inceye araştırmak
TEŞRİHAT-I HİKEMİYE : Turkish Risale
Hikmet ve felsefe nazarıyla yapılan araştırma, açıklama
TEŞRİK : Turkish Risale
Ortak etme. İştirak ettirme
TEŞRİK TEKBİRLERİ : Turkish Risale
Zilhiccenin dokuzuncu günü, yani Kurban Bayramının arefe günü, sabah namazından başlayarak, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar olan, her farz namazın selâmından sonraki alınan tekbirler
TEŞRİK-İ MESAÎ : Turkish Risale
Birlikte çalışmak. İşbirliği etmek. Bir işi beraber yapmak
TEŞRİM : Turkish Risale
Yarmak. * Yırtmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani