Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
TIKDE : Turkish Risale

Asmacık adı verilen ufacık taneler

TIKNAZ : Turkish Risale

Kısa boylu ve şişman, toplu

TIKNEFES : Turkish Risale

Zor nefes alan. Rahat nefes alamayan

TIKSAR : Turkish Risale

Halka biçiminde taç. * Kaınların boyunlarına yaptıkları bağ

TIKTIKA : Turkish Risale

(Bak: Taktaka)

TILA : Turkish Risale

(C.: Talyân) Küçük kuzu ve oğlak. * Mahpus kimse. * Diş sarılığı

TILA' : Turkish Risale

Üzerinde güneş doğan yer

TILAB : Turkish Risale

Talep etmek, istemek

TILBE : Turkish Risale

Talep olunmuş, istenmiş, matlub

TILH (TALİH) : Turkish Risale

(C.: Tılâh-Talâyıh) Zayıf. * Yorulmuş. * Geç gelmek

TILHAM : Turkish Risale

Fil

TILK : Turkish Risale

Helâl nesne. * Bükülmüş ip

TILMESA : Turkish Risale

Yol bulunmaz otsuz ve susuz korkunç yer. * Çok karanlık gece

TILS : Turkish Risale

(C.: Atlâs) Sahife. * Mahvolmuş nesne. * Tüyü dökülmüş olan deve uyluğunun derisi. * Elbisenin eskimesi

TILSIM : Turkish Risale

Herkesin bilip çözemediği gizli şey. * Gizli sır. Fevkalâde kuvvet ve te'siri hâiz olan şey. * Definenin bulunmasına mâni olan mevhum şey

TILSIM-I KÂİNAT : Turkish Risale

Kâinatın tılsımı, kâinattaki anlaşılması zor olup herkesin yalnız kendi akliyle bilemeyeceği gizli ve ince hakikatlar

TILSIM-I MUĞLAK : Turkish Risale

Anlaşılması zor, kapalı gizli şey. * Açılması müşkül olan tılsım, kapalı ve gizli haber

TILSIM-I MÜŞKİLKÜŞÂ : Turkish Risale

Açılması ve anlaşılması zor olan İlâhî gizli mânaları, hakikatları açan tılsım

TILV : Turkish Risale

Kurt, zi'b

TIM : Turkish Risale

Deniz. * Deve kuşunun erkeği. * Çok mal

TIMAH : Turkish Risale

(Tumah
Matmuh) Bir şeye göz dikerek bakmak. Haris olmak. Hırsla onu istemek

TIMIRR : Turkish Risale

Ürkek at. * Sıçramaya ve seğirtmeye hazırlanmış at. * Seri, çabuk

YUNUS SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'in
suresidir. Mekkîdir

YUSUF (A.S.) : Turkish Risale

Hz. Yakub'un (A.S.) oniki oğlundan en küçüğü idi. Babası kendisini çok severdi. Gördüğü bir rüyayı babası tabir ederek peygamber olacağını ve bütün kardeşlerinin kendisine itaat edeceklerini söyledi. Kardeşleri kendisini kıskandıkları için bir hile ile izini kaybetmek istediler ve bir kuyuya attılar. Oradan Mısır'a giden kervancılar aldılar. Mısır'da köle diye sattılar. Sarayda Mısır Maliye Nâzırı'nın yanında hizmet ederdi. Güzelliği, temizliği dillere destan oldu. Mısır Azizi'nin karısı Zeliha'nın iftirasına uğrayarak bir müddet hapiste, zindanda kaldı. Orada peygamberlikle müşerref oldu. Mısır Meliki'nin gördüğü rüyayı en sahih olarak Hz. Yusuf (A.S.) tabir ederek bir müddet sonra hapisten çıktı. Rüyadaki tabir gibi yedi sene bolluk oldu. Ve ondan sonra da yedi sene kıtlık başlamıştı. Hz. Yusuf da Hazine Nâzırı tayin edildi. Her taraftan mahsul, yiyecek almağa gelirlerdi. Kenan illerinde hasta ve Yusufuna ağlamakla gözleri görmez olan Hz. Yakub'un evlâdları da mahsul almak için geldiler. Hz. Yusuf evvelâ onları tanımazdan geldi, sonra onlara iyilik etti ve babalarını da Mısır'a davet etti. Yusuf'un gömleğini gözüne sürmekle Hz. Yakub'un gözleri de açılmıştı. Yusuf (A.S.) Mısır'a aziz oldu, Zeliha ile evlendi. Kardeşleri, babası da Mısır'a davet edildi ve mes'udane bir hayata kavuştular. Kısas-ı Enbiya)(Hz. Yusuf (kendisi) Cenab-ı Hak'tan vefatını istedi ve vefat etti. O saadete mazhar oldu. Demek o dünyevî lezzetli saadetten daha cazibedar bir saadet ve ferahlı bir vaziyet, kabrin arkasında vardır ki, Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi hakikatbîn bir zat, o gayet lezzetli dünyevî vaziyet içinde, gayet acı olan mevti istedi, tâ öteki saadete mazhar olsun...İşte Kur'an-ı Hakîm'in şu belâgatına bak ki, Kıssa-i Yusuf'un hâtimesini ne suretle haber verdi. O haberde dinleyenlere elem ve teessüf değil, belki bir müjde ve bir sürur ilâve ediyor. Hem irşad ediyor ki; kabrin arkası için çalışınız, hakiki saadet ve lezzet ondadır... Hem Hz. Yusuf'un âlî sıddıkiyyetini gösteriyor ve diyor: Dünyanın en parlak ve en sürurlu hâleti dahi ona gaflet vermiyor, onu meftun etmiyor, yine âhireti istiyor. M.)

YUSUF SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'in
suresidir. Mekkîdir