Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SAFDİLÂNE : Turkish Risale

f. Bönlükle, saflıkla. Safdillikle

SAFE : Turkish Risale

(C.: Savaf-Sâfât) Kanatlarını havada yayıp uçan kuş

SAFED : Turkish Risale

(C.: Esfâd) Esirlerin eline ve ayağına bağlanan bağ. *Atâ, bahşiş, hediye

SAFEN : Turkish Risale

(C.: Esfan) Haya derisi

SAFER : Turkish Risale

(C.: Esfâr) Boş ve hâli olmak. * Arabi aylardan ikincisi. * Karın içinde durabilen bir yılanın adı

SAFEVİLER DEVLETİ : Turkish Risale

(
1737) Safeviler adında bir hanedana mensub olan Şah İsmail'in kurduğu bir devlettir. İran'da kurulmuş olan bu devlet şii idi. Osmanlılarla münasebetleri iyi değildi. Çaldıran'da 1514'de Yavuz Sultan Selim tarafından büyük bir mağlubiyete uğratıldılar. Nihayet 1737'de bir ayaklanma neticesinde Afganistan padişahı Nadir Şah tarafından ortadan kaldırıldılar

SAFF : Turkish Risale

Bir sıra dizilmiş şey, bir şeyi sıra ile uzun uzadıya dizmek. * Câmide cemâatın sırası

SAFF SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'de
suredir. İsa, Havariyyun Suresi de denir. Medenîdir

SAFF-BESTE : Turkish Risale

f. Saf bağlamış, saf olmuş

SAFF-DER : Turkish Risale

(C.: Saff-derân) f. Düşman saflarını yaran yiğit

SAFF-DERÂNE : Turkish Risale

f. Yiğitçesine

SAFF-I EVVEL : Turkish Risale

İlk saf, birinci saf. * İlk sahabeler. * Bir hareket ve cereyanın ilk sahipleri

SAFF-SAFF : Turkish Risale

Dizi dizi. Sıra sıra

SAFF-ZEN : Turkish Risale

f. Düşman saflarını vurup yaran yiğitler

SAFF-ŞİKAF : Turkish Risale

f. Düşman saflarını yararak bozan yiğit

SAFFAT : Turkish Risale

(C.: Sıfâ-Esfâ-Sufâ) Düz kaygan taş

SAFFAT SURESİ : Turkish Risale

Kur'an-ı Kerim'in
suresidir. Mekkîdir

SAFFEYN : Turkish Risale

İki sıra. * Muharebede karşılaşan iki taraf

SAFH : Turkish Risale

Suç bağışlama, dostluk etme. Günah ve cürmü afveyleme. * Bir şeyin bir tarafı. * Bir şey içirme. * Yüz çevirme

SAFHA : Turkish Risale

Aynı şey üzerinde görülen değişik hâllerden her biri. * Bir şeyin gözle görülen yüzlerinden her biri. * Kısım. * Bir şeyin düz yüzü. * El ayası. * Bir hâdisede birbiri ardınca görülen hâllerin beheri. * Yazılmış ve yazılabilir sahife

SAFK : Turkish Risale

Sesi işitilen vuruş. * Sarfetmek. * Reddetmek. * Kanatlarını hareket ettirmek. Deprenmek. * Kullanmak

SAFKA : Turkish Risale

Bir satış anında müşteri ile satıcının tokalaşarak, "hayrını gör" demeleri. * Yapılan satış

SAFRA : Turkish Risale

Dengeyi sağlamak için yelkenli gemilerin sintinelerine konan mâden, taş, kum gibi ağırlıklar

SAFRAGUN : Turkish Risale

Bir cins serçe kuşu

SAFRE : Turkish Risale

Açlık