Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Risale

Turkish Risale
SAK : Turkish Risale

Bir şeyin aslı. * Topuktan baldıra doğru bacağın incik yeri. * Mc: Şiddet

SAK' : Turkish Risale

Horozun ötmesi. Bir kimseye vurmak. * Udul etmek, geri dönmek, vazgeçmek

SAK'A : Turkish Risale

Güneş. * Başın ortası. * Beyaz renkli tavşancıl kuşu

SAK'AB : Turkish Risale

Uzun, tavil

SAKA : Turkish Risale

Ordunun gerisi, ordunun gerisinde bulunan asker takımı. * Üzengi kayışı

SAKALAN : Turkish Risale

(Sakaleyn) İnsanlar ve cinler

SAKAM : Turkish Risale

(Sekam) İllet, hastalık, dert. * Hata ve yanlış. * Zillet

SAKAMET : Turkish Risale

Bozukluk, ziyan, noksan, zarar, eksiklik. * Keyifsizlik. * Dert

SAKAR : Turkish Risale

Cehennem'in bir ismi. (Bak: Cehennem)

SAKARE : Turkish Risale

Kâfir. * Koğucu, dedikoducu, nemmam. * Müstehak olmayana lânet eden. * Pekmezci

SAKAT : Turkish Risale

Bir tarafı bozuk, eksik veya asla bir işe yaramaz olan. * Yanlışlık (yazıda veya sözde)

SAKATÎ : Turkish Risale

Yanlışları çok olan muharrir veya şâir

SAKAYN : Turkish Risale

İkizkenar

SAKB : Turkish Risale

(C.: Sukub) Delinme, delme. * Bir taraftan diğer tarafa kadar açık olan delik. * Sütü çok olan deve. * Çok kırmızı, koyu kırmızı

SAKBE : Turkish Risale

Çadır direği. * Oklava

SAKEK : Turkish Risale

At kusurlarından bir kusur

SAKF : Turkish Risale

Dam, çatı, tavan. Asuman, gökyüzü

SAKF-I MERFU' : Turkish Risale

Yükseltilmiş dam, tavan

SAKF-I MUALLÂ : Turkish Risale

Yüksek gökyüzü

SAKIA : Turkish Risale

(C.: Savâkı) Yıldırım

SAKIB : Turkish Risale

Parlak. * Bir yandan bir yana delip geçen

SAKIT : Turkish Risale

Düşen, düşük. Kıymetsiz, sukut eden. Ölü olarak düşmüş çocuk

SAKIYE : Turkish Risale

(C.: Sevâki) Su arkı, su dolabı

SAKIYY : Turkish Risale

(C.: Eskiye, Sakiyye) İri taneli yağmurlu bulut. * Hurma ağacı

SAKK : Turkish Risale

(C.: Sukuk-Sıkâk-Esak) Kitap. * Kapı yapmak. * Vurmak, darbetmek